Erdoğan’ın konuşmasının satır başları şöyle;
Koronavirüs salgınının ortaya çıkışından bugüne kadar milletimiz ve devletimize verdiğiniz hizmetler nedeniyle şükranlarımı sunuyorum. Bilindiği gibi dünyamızın son 2 yılı bu salgının gölgesi altında geçti. Sağlık tehdidi olarak başlayan bu süreç her alanı etkileyen topyekün bir krize dönüştü.
Hayatımızın olağan akışını karşı karşıya olduğumuz duruma göre tekrar düzenlemek zorunda kaldık ve ülkelerin her biri kendi kapasitede ve kabiliyetleri ölçüsünde salgınla mücadeleye girişti.
Koskoca devletlerin havalimanlarında sınır kapılarında maske kapma yarışına girdiklerine şahit olduk. Türkiye tüm bu sınamalardan alnının akıyla çıkabilen az sayıdaki ülkelerden biri olmuştur. Maruz kaldığı büyük yükün altında ezilmeyen sağlık alt yapımız ve fedakarlıklarına şahit olduğumuz sağlık çalışanlarımızla dünyada örnek bir varoluş mücadelesini ortaya koyan bu heyeti ayrıca kutluyorum.
Tabi bu arada bir de bizim için çok önemli olan bazı hocalarımızı isimlerini de vereceğim onları da ebediyete uğurladık. Merhum Cemil Taşçıoğlu, Murat Dilmener, Feriha Öz gibi salgında hayatını kaybeden hocalarımızın isimlerini verdiğimiz hastanelerimizi bu mücadelenin sembolleri olarak görüyoruz.
Diğer ülkelerde insanların sağlık kuruluşlarına erişimi sınırlanırken biz sadece salgın döneminde şehir hastaneleriyle, devlet hastaneleriyle 16 binin üzerinde yeni yatağı da bu arada hizmete açtık. salgınla en etkili mücadeleyi yürütürken toplumsal ihtiyaçların karşılanmasında asla zaafiyete müsaade etmedik. Vefa grupları gibi uygulamalarla insanlarımızın yanında olduk.
Her alanda olduğu gibi salgınla mücadelede de yol göstericimiz ve en önemli güç kaynığımız bilimin ışığı bilim insanlarımızın gayretleri olmuştur.
Dünya Sağlık Örgütü de bu süreci yakından takip ederek takdirlerini kendi platformlarında açıkça kaydetmiştir.
Kriz dönemlerinde kamuoyunun beklentilerini karşılamak alınan kararlara uyulmasını sağlamak bunların muhtemel etkilerini yönetmek kolay değildir. Hükümet olarak bilimsel verilerle toplumsal beklentileri en üst düzeyde buluşturmaya gayret ettik.
Ülkemizi bu sancılı dönemden sağ sağlim çıkartarak milletimize karşı sorumluluğumuzu yerine getirmiş olmanın huzuruyla bugün buradayız. Salgının başlangıcında bilinmeyen tanınmayan sonuçları kestirilemeyen bir virüsle karşı karşıya gelinmesinin yol açtığı belirsizlikler vardı.
Vatandaşlarımızı virüse karşı korumak için dünyada geliştirilen her yöntemi en hızlı şekilde ülkemize kazandırarak mücadeliy ön plana çıkardık. Kendi verilerimizi analiz ettikçe bilgilerimizi geliştirdik. Bilim insanlarımızın gayretleriyle yerli solunum cihazından tanı kitine, ilaç ve aşı üretimine kadar pek çok başarıya birlikte imza attık. Kendi aşısını üretebilen 9 ülkeden biri konumundayız.
Dünya genelinde 160 ülkeye ve 12 uluslararası kuruluşa tıbbi yardımda bulunduk. Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere dünya bu konuda hiç de hayırla yad edilmeyecek bir yaklaşım sergilemiştir.
Türkiye olarak bu süreçten çıkardığımız ders diğer alanlar gibi sağlık alt yapısı ve hizmetleri konusanda da kendi kendimize yeterli hale gelmemizin şart olduğudur. Bu hedefe hızla ulaşacağız.
Son 2 yıldır mesaisinin neredeyse tamamını hiç bir maddi karşılık beklemeksizin salgınla mücadeleya ayıran değerli bilim insanlarımıza milletimiz adına şükranlarımı sunuyorum. 1 milyon 300 bin kişilik sağlık ordumuzun verdiği hizmetleri asla unutmayacağız.
Salgının artık kitlesel bir tehdit olmaktan çıkmasıyla birlikte Avrupa ülkelerinin hemen tamamı kısıtlamaları malum kaldırmıştır. Ülkemizin de bu aşamaya geldiğine inanıyoruz. Nitekim bugün yapılan koronavirüs Bilim Kurulu toplantısında bu hususlar değerlendirilmiştir.
“Kapalı alanlarda maske kullanma zorunluluğu tümüyle kaldırılmıştır”
Koronavirüs tedbirleri kapsamında yaklaşık 3 yıldır uygulanan kapalı mekanlardaki maske kullanma zorunluluğu tümüyle kaldırılmıştır. Sadece toplu taşıma araçları ve sağlık kuruluşlarında maske kullanımı vaka sayısı binin altına düşene kadar bir müddet daha devam edecektir.