Dışişleri Bakanlığı, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi New York Daimî Temsilciği’nin Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün adaya konuşlanmasının 60’ıncı yıldönümü vesilesiyle düzenleyeceği etkinlik hakkında açıklama yaparak, bunun, her fırsatta Kıbrıs meselesinin 1974’te başladığını iddia eden Kıbrıs Rum tarafının, 60 yılın sonunda, sorunun aslında BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1964 yılında aldığı 186 sayılı kararla başladığını itiraf etmesi anlamına geldiğini kaydetti.
BM’nin etkinliğe ev sahipliği yapmasının adadaki taraflara eşit mesafede durulmadığını bir kez daha açıkça ortaya koyduğu ifade edilen açıklamada şunlar kaydedildi:
“GKRY New York Daimi Temsilciliği’nin, Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün (BMBG) adaya konuşlandırılmasının 60. yıldönümü vesilesiyle bugün Birleşmiş Milletler Merkezi’nde GKRY Dışişleri Bakanı ve bazı üst düzey Birleşmiş Milletler yetkililerinin de katılacağı bir etkinlik düzenleyeceği anlaşılmaktadır.
Bugüne kadar, her fırsatta, Kıbrıs meselesinin 1974’te başladığını iddia eden Kıbrıs Rum tarafının, 60 yılın sonunda, sorunun aslında BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1964 yılında aldığı 186 sayılı kararla başladığını, bahse konu etkinliği düzenlemek suretiyle itiraf etmesi karşı tarafın tarihsel gerçekleri, yavaş yavaş da olsa, idrak edebilme kapasitesini ortaya koyması açısından sevindirici bir gelişme olmuştur.
Misyonu gereği tarafsız olması gereken BM’nin, esasen Kıbrıs sorununu yaratan 186 sayılı kararın yıl dönümü dolayısıyla düzenlenecek bir etkinliğe ev sahipliği yapacak olması BM’nin adadaki taraflara eşit mesafede durmadığını bir kez daha açıkça ortaya koymaktadır.
BMBG’nin görev süresinin uzatılmasına ilişkin her yıl alınan BMGK kararlarında 60 yıldan bu yana meşruluğunu yitirmiş olan ‘Kıbrıs Hükümeti’ne atıfta bulunulması ve ‘rızasının’ alınması BM’nin taraflı tutumunu en sarih bir şekilde gözler önüne sermektedir. 186 sayılı karar sonrasında, uluslararası toplum, Kıbrıs Rumlarını adadaki tek meşru hükümet, Kıbrıs Türklerine ise ‘azınlık bir toplum’ muamelesi göstererek, Kıbrıs sorununu yaratmakla kalmayıp, meseleyi karmaşık ve içinden çıkılmaz bir hale getirmiştir.
Unutulmamalıdır ki, Kıbrıs Türk halkı, tarihinin en karanlık dönemini BMBG’nün adada görev yaptığı dönemde yaşamıştır. Kıbrıs adasına barış BMBG sayesinde değil, 1974 yılında 1960 Uluslararası Antlaşmaları’ndan kaynaklanan meşru hakları çerçevesinde adaya müdahale eden Anavatan Türkiye Cumhuriyeti sayesinde gelmiştir. BMBG, 60 yılın ardından dünyadaki en uzun ‘Barış Gücü’ misyonu olmuş, bu süre zarfında barışı tesis etmek veya taraflar arasında bir uzlaşı sağlamaktan ziyade, statüko bekçiliğinden öteye gidememiştir.
BMGK’nin sorunu yanlış teşhis ettiği 186 sayılı karar ve sonrasında sorunun derinleşmesine neden olan kararları var oldukça, Kıbrıs’ta kalıcı ve adil bir anlaşmadan söz etmek mümkün olmayacaktır. Buradaki en büyük görev, adada görev yapan ve mevcut gerçekleri gözlemleyen BM görevlilerine düşmektedir. BMGK’nin gerçeklerden kopuk, başta 186 sayılı olmak üzere geçerliliğini yitirmiş tüm kararlarını gözden geçirmesi yönünde BM görevlileri tarafından doğru ve tarafsız bir şekilde yönlendirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, Kıbrıs Rum ve BM yetkilileri gelecekte BMBG’nin değil 60, 160. yıl dönümü dolayısıyla da etkinlikler düzenlemek zorunda kalacaklardır.”