Koronavirüs salgınının neden olduğu derin ekonomik gerilemenin ardından toparlanmaya geçen küresel ekonomide 2021’e yükselen enflasyon damgasını vurdu.
Tedarik zincirinde Covid-19 salgınından kaynaklanan sıkıntılar, ekonomik normalleşmeyle artan tüketici talebini karşılayamayınca dünya genelinde fiyat artışlarını körükledi.
Salgınının neden olduğu ekonomik şokun ardından ülkeler toparlanmalarını sürdürürken, yüksek enflasyon ekonomilerin en önemli konu başlıklarından biri haline geldi.
Enerjiden gıdaya son dönemde hızlanan fiyat artışları, bir çok ülkede tüketicilerin yaşam maliyetini kayda değer oranda artırdı.
Yüksek enflasyon sadece gelişmekte olan ülkelerin bir sorunu olmaktan çıktı, gelişmiş ekonomilerde de tarihi seviyelere yükseldi.
Arz darboğazları, iş gücü piyasalarındaki sıkıntılar, baz etkisi ve ekonomilerin yeniden normalleşmesinin ardından gelen güçlü tüketici talebi, ABD ve Avrupa dahil dünya genelinde enflasyonist baskıların sebepleri olarak öne çıktı.
Dünyanın en büyük ekonomisi ABD’de salgın nedeniyle 2020’de önemli ölçüde düşüş kaydeden enflasyon, ekonominin normalleşmesiyle birlikte benzeri görülmemiş bir yükseliş eğilimine geçti.
ABD Çalışma Bakanlığının son verileri, Tüketici Fiyat Endeksinin (TÜFE) yıllık bazda yüzde 6,8 ile 39 yılın en yüksek artışını gösterdiğini ortaya koydu.
Yetkililer uzun bir süre enflasyonun “geçici” olduğunu savunurken, gelen veriler bu görüşe meydan okur nitelikteydi.
Öyle ki bu yılın son Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısının ardından yayımladığı karar metninden enflasyonun “geçici” olduğu değerlendirmesini çıkaran Fed, ABD ekonomisinde gelecek yıllardaki enflasyona ilişkin tahminlerini de yukarı yönlü güncelledi.
Son dönemde enerji ve gıda ürünleri başta olmak üzere yaşanan genel fiyat artışı, Avrupa vatandaşlarını da rahatsız eder hale geldi.
Ekonomistlere göre, Euro Bölgesi tek para biriminin 20. yüzyılın sonunda kurulmasından bu yana en yüksek enflasyonuyla karşı karşıya kaldı.
Avrupa İstatistik Ofisi’nin (Eurostat) son verilerine göre, Euro Bölgesi’nde kasım ayında yıllık enflasyon enerji fiyatlarındaki artışın etkisiyle yüzde 4,9’a ulaşarak verilerin toplandığı son 25 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Avrupa Birliği’nde ise ekim ayında yüzde 4,4 olan yıllık enflasyon, kasımda yüzde 5,2’ye ulaştı.
Almanya’da yıllık enflasyon, kasımda yaklaşık 30 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.
Brexit sonrası tedarik zincirinde sorunlar yaşayan İngiltere de yükselen enflasyonla karşı karşıya kaldı. Ülkede ekim ayında yüzde 4,2 olan yıllık enflasyon, petrol ve giyim fiyatlarında keskin artışının etkisiyle kasımda yüzde 5,1’e yükseldi.
Euro Bölgesi’nin üçüncü büyük ekonomisine sahip İtalya’da da ekimde yüzde 3 olan yıllık enflasyon, enerji fiyatlarının etkisiyle kasımda yüzde 3,7’ye yükselerek son 13 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.
İspanya’da ise TÜFE kasımda önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,6 arttı. Art arda 11 aydır yükseliş gösteren TÜFE, 1992 yılından bu yana en yüksek seviyeye ulaştı.
Enflasyon, 2021’de Çin, Rusya, Brezilya, Meksika ve Güney Afrika gibi gelişmekte olan ülkelerin de gündeminde olmaya devam etti.
Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi Çin’de veriler, fabrika çıkış fiyatlarının ekim ayında 26 yılın en yüksek hızıyla arttığını gösterdi.
Rusya’da da 2020’nin sonlarında başlayan enflasyon artışı devam ederken, son veriler Rusya’da yıllık enflasyonun 29 Kasım itibarıyla bir önceki haftaya kıyasla yüzde 8,05’ten yüzde 8,38’e çıktığını gösterdi.
Son verilere göre, diğer gelişmekte olan ülkelerden Brezilya’da enflasyon yüzde 10,7, Meksika’da yüzde 7,4, Güney Afrika’da yüzde 5,5 ve Türkiye’de yüzde 21,3 seviyelerine yükseldi.
AA/BRT