Cumhurbaşkanlığı, sosyal adalet ve kamu menfaatini rehber edinen, etik normlara bağlı ve kendi kendini denetleyecek bir medya kültürünün aydınlık günlere ulaşılmasının teminatı ve KKTC’nin her anlamda gelişmesinin öncü kuvvetlerinden biri olacağını vurguladı.
Cumhurbaşkanlığı, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle Cumhurbaşkanı Ersin Tatar imzasıyla dün kurumsal kanallar tarafından yayımlanan resmi açıklamada yer almayan ve bir takım ifadelerinin çarpıtılarak, bazı haber sitelerinde yayımlanmasının kabul edilemez olduğunu açıkladı.
Açıklamada, Cumhurbaşkanı’nın bu türden yayınlar karşısında her türlü yasal hakkını saklı tuttuğu vurgulandı.
Cumhurbaşkanlığı’nın konuyla ilgili açıklaması şöyle:
“Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle Cumhurbaşkanı Ersin Tatar imzasıyla dün kurumsal kanallarımız tarafından yayımlanan resmi açıklamamız içerisinde yer almayan, çarpıtılarak kimi ifadelerin, bazı haber sitelerinde yer alması, üstelik yaşanan bu kabul edilemez olayın 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde gerçekleşmesi; medyanın halkı aydınlatırken tarafsız, doğru habercilik ve basın etik ilkelerini rehber edinmesinin ne denli büyük öneme sahip olduğunu bir kere daha tüm yalınlığıyla gözler önüne sermiştir.
-“Sorumsuz ve etik dışı bir anlayış…”
Ne türden olursa ve hangi amaca hizmet ederse etsin; dezenformasyon, manipülatif yayıncılık ve/ya bağlamdan koparılan içeriklerin halka doğruymuşçasına aktarılması, ahlaki ve yasal olmadığı kadar, halkımızın doğru ve tarafsız haber alma hakkını sabote eden, sorumsuz ve etik dışı bir anlayışın ta kendisidir.
Cumhurbaşkanımızın imzasıyla dün yapılan resmî açıklamada altı çizildiği gibi; sosyal adalet ve kamu menfaatini rehber edinen, etik normlara bağlı ve kendi kendini denetleyecek bir medya kültürü aydınlık günlere ulaşmamızın teminatı ve KKTC’nin her anlamda gelişmesinin öncü kuvvetlerinden biri olacaktır.
“Basın özgürlüğü” adı altında şahıslar ve kurumlarla ilgili manipülasyonla bezeli, zehirli bir dil kullanılarak haysiyet suikastı türünden yayımların yapılmadığı, nesnel hakikatin erozyona uğratılmadığı, siyasi saik ve/ya kişisel menfaatlerin yarattığı hırsların yerini kamu menfaatinin alacağı etik bir medya kültürü, geldiğimiz noktada çok ciddi bir gerekliliktir.
Sahibi olduğu siyasi partinin politik hedefleri dışına çıkamayan kimi gazetelerde “parti gazetecisi” olarak görev yapan, köşe yazısını bir haysiyet cellatlığı aygıtına çeviren veya yapılan açıklamaları çarpıtıp bundan çıkar sağlamayı hedefleyen, hakikati tahrip ederek halka yalan haber sunan bir anlayışın arzuladığımız medya kültürüne ve kamu menfaatine bir faydasının olmayacağı aşikardır.
Malum türden yayımcılıkla halkımıza yalan bilgi veren, kamu menfaatini gözetmeyen, dezenformasyonla prim sağlamaya çalışan her türlü yayın karşısında Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın dün olduğu gibi bugün de karşı olacağını değerli kamuoyuna duyururken, Cumhurbaşkanımızın bu türden yayınlar karşısında her türlü yasal hakkını saklı tuttuğunu vurgulamakta fayda görüyoruz.”