İkinci Uluslararası ‘Doğu Akdeniz Enerji Forumu’, Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği, Türkiye Kalkınma ve İşbirliği Ajansı ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’ninin işbirliğinde gerçekleştirildi.
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Kuzey Kıbrıs yerleşkesi’nde yer alan forum Türkiye’de hayatını kaybeden şampiyon melekler ve depremzedeler için bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı.
Forumda konuşan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs’ın jeo-politik –jeo-stratejik konumu nedeniyle Doğu Akdeniz’de önemli bir yere sahip olduğunu vurgu yaparak, bir milletin geleceğinin, bekasının gücüne bağlı olduğuna dikkat çekti.
“Bu güç egemenlik meselesidir” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Tatar, ”biz bu coğrafyada Türkiye ile birlikte varlığımızı sürdürebileceksek mutlak sürette egemenliğimiz sahip çıkmalıyız” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Tatar, “20 Temmuz 1974 Kuzey Kıbrıs Türk cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı bir dönüm noktası olarak da değerlendirilebilir. KKTC ile TC arasındaki çeşitli farklı bağlar, bu bölgedeki enerji kaynaklarının araştırılması, geliştirilmesi ve pazarlara ulaştırılmasında bambaşka bir konjektür ortaya çıkarmıştır. Bütün bunlar milletimizin başarısıdır. Aksi takdirde bambaşka bir coğrafya, bambaşka bir durum söz konusu olabilirdi. Oradan buraya suyu getirmeyi başardık ve şu anda da enerji meselelerinde çeşitli farklı bir takım projeler ile inşallah önümüzdeki süreçte Doğu Akdeniz’de de bir takım kaynakların bulunmabilmesi ve onun ekonomik pootansiyeli çok önemlidir. Dolayısıyla KKTC’nin egemenliğinin ne kadar önemli olduğunu görüyorsunuz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasında Kıbrıs konusunda da değerlerlendirmelerde bulunarak, “Kıbrıs’ta resmi müzakere sürecine geçilecekse mutlak surettte egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün tescil edilmesi gerekir” dedi.
“Federal bir yapıda bize egemenlik hakkı verilmez” diyen Cumhurbaşkanı Tatar Tatar, “Bizim egemen olmamız kendi ülkemizde en doğal hakkımızdırr ve iki ayrı egemen halk, iki ayrı egemen halkın müktesep egemenlik hakkıdır. Bizim siyasi politikamızın, siyasi mücadelemizin dayanağı bu müktesep hakkımızdır. İşte bu müktesep hakla, KKTC ve Kıbrıs Türk halkının egemenliği ve bu egemenlik konusunda çok ısrarlıyız . Çünkü egemen değilseniz o zaman Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilerinizi istediğiniz sürdüremezsiniz. Burada Türkiye Cumhuriyetine bu bölgede petrol doğal gaz araması için yetki veremezsiniz, onun için bizim devletimizin egemenliği o kadar önemlidir . Kıbrıs’ta resmi müzakere sürecine geçilecekse mutlak surette egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün tescil edilmesi gerek. Bunu Türkiye ile birlikte tüm dünyaya haykırmaya çalışıyoruz “ dedi.
Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu ise konuşmasında öğrencilere seslendi.
“Mesele aslında jeo-politik ve jeo-strateji meselesi. Mesele beka meselesi, mesele ileride varolacak mıyız, olmayacak mıyız meselesi. Sadece haritayı bakın, haritaya bakmadan ne olup bittiğini anlayamazsınız. Bir harita size ne ile karşı karşıya olduğunuz, neye karşı mücadele ettiğiniz ve bize karşı hangi planların yapıldığını söyler. Haritaya baktığınızda şunu göreceksiniz, burası enerji hatlarının geçtiği yer, bu bölge dünya enerji üssüne dönüyor. Enerji olmadan üretim olmaz, enerji olmadan refah olmaz, enerj olmadan etkinlik olmaz, güç olmaz . Bu bölgeye baktığınızda Doğu Akdeniz’in altındaki hidrokarbpon yatakları , gerek Süveyş kanalının varlığı ve gerek Irak’tan gelen petrolün ve doğalgazın Akdeniz’e açılması hepsi burdaa kesişiyor, tam da merkezinde Kıbrıs ve Türkiye var . Haritaya baktığınızda emperyalist ve kapitalis batının tek parça ve güçlü bir Türkiye’yi istemesi mümkün değil, kendi menfaatlerine aykırı. Bu cümle bizi batıya düşman olmamızı gerektirmiyor. Bunun için tedbir almamızı gerektiriyor” dedi.
Büyükelçi Feyzioğlu, batının ve emperyalist sistemin Kıbrıs’ta bir Türk varlığını kabul etmesi ve devamını istemesinin söz konusu olmadığına da vurgu yaparak, “ bu onların bütün menfaatlerine aykırı. İşte bu sebeple KKTC’nin varlığı, devlet olarak uluslararası hukuka göre tüm şartları taşıdığı halde reddediliyor. Bu adayı bulunduğu yerden alın Pasifikte zararsız bir yere götürün, 3 gün içinde tanınır. ” dedi.
Feyzioğlu konuşmasında federasyon temelinde bir çözümün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yok edeceğine de vurgu yaparak, Rum liderlerin beyanlarının ortada olduğunu kaydederek, Güney Kıbrıs Rum yönetimi ve Avrupa Birliği’nin federasyondan anladığının, “Kuzey’i de rum yönetsin” olduğunu kaydetti.
Feyzioğlu”devlet meselesinde romantizm, sevgi pıtırcıklığı olmaz, yok olursunuz. İşin özü, biz burada var olacak mıyız olmayacak mıyız , rozete değil , zihnin ne dediğini,ne yüreğinizin ne dedğine bakın “dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy da konuşmasında KKTC’nin jeo-stratejik yapısıyla önemli bir konumda olduğuna dikkat çekti.
Doğu Akdeniz’de gazın öneminin ortaya çıktığına dikkat çeken Bakan Taçoy, Türkiye’nin bölgede yaptığı çalışmaların öneminin altını çizdi.
TAçoy “Biz, sadece kendi payımızı konuşmaya kalkarsak hidrokarbonlar konusunda farklı yerlere gideriz . Ama bölgenin gücünün nasıl ileriye gidebileceğini ve Türkiye’nin gücünün nasıl farklı olacağını ve bu yayılımımın nasıl etki yapacağını ve bunları politikalar çevirmenin önemini tartışmamız lazım. Bu noktada en yapacağının çalışmanın sonuçların önemli getirileri olcağını düşünüyorum” şeklinde konuştu
Forumda Türkiye Cumhurbaşkanı yardımcısı Fuat Oktay’ın mesajı da okundu.
Oktay mesajında Türkiye’nin ne kendinin ne de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Doğu Akdeniz’deki hiçbir hakkının başka bir ülke ve aktörlerce gasp edilmesine müsaade etmeyeceğine vurgu yaptı.
Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi Başkanı Oğuzhan Akyener ile Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Kuzey Kıbrıs yerleşkesi Rektörü Enver Arpa da birer konuşma yaparak, Türkiye’nin Doğu Akdenizde kendi hakları ile KKTC’nin müdafaa etmeye devam ettiğini dikkat çekerek, sorunları diyalog ile çözmeye çalıştığını kaydetti.
BRT