Kıbrıs Türk Pediatri Kurumu, her yıl 1–7 Ağustos tarihleri arasında kutlanan Dünya Emzirme Haftası’nın, anne sütüyle beslenmenin ne kadar hayati bir öneme sahip olduğunu hatırlatmak için önemli bir fırsat olduğunu vurguladı.
Kıbrıs Türk Pediatri Kurumu Asbaşkanı Nilüfer Güzoğlu yaptığı yazılı açıklamada, anne sütünün sadece bir besin değil; bebeğin bağışıklık sistemini güçlendiren koruyucu, ekonomik ve güçlü bir yaşam yatırımı olduğuna dikkati çekti.
Güzoğlu, emzirmenin; doğal, ekonomik, sürdürülebilir ve yaşam kurtaran bir süreç olduğunu belirterek, “Her bebeğin anne sütü ile beslenme hakkı vardır. Her annenin de bu hakkı kullanabilmesi için desteklenmeye ihtiyacı vardır. Bilinçli anneler, sağlıklı bebekler ve güçlü bir toplum için emzirmeye destek olalım.” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü ve Amerikan Pediatri Akademisi’nin, tüm bebeklerin doğumdan itibaren ilk 6 ay boyunca yalnızca anne sütüyle beslenmesini ve 6. aydan sonra uygun tamamlayıcı besinlerle birlikte emzirmenin 2 yaş ve ötesine kadar sürdürülmesini önerdiğini belirten Güzoğlu, bu önerinin, sadece bir tercih değil, bebeklerin sağlıklı gelişimi ve yaşam boyu hastalıklardan korunması için bilimsel olarak kanıtlanmış bir zorunluluk olduğunu söyledi.
-Anne sütü: Bebeğin ilk aşısı, en güçlü besini
Güzoğlu, anne sütünün, doğumdan itibaren bebeğin tüm ihtiyaçlarını karşılayan, doğanın sunduğu en mükemmel besin olduğunu yineleyerek, “Su, protein, yağ, vitamin ve minerallerin yanı sıra, bağışıklık hücreleri, enzimler ve hormonlar da içerir. Hatta her annenin sütü, kendi bebeğinin ihtiyacına özel olarak oluşur.” dedi.
Doğumdan sonraki ilk günlerde gelen sarımsı koyu kıvamlı süt olan kolostrumun, bebeğin ilk aşısı gibi olduğunu, yoğun bağışıklık maddeleri sayesinde bebeği enfeksiyonlara karşı koruyup, sindirim sistemini desteklediğini dile getiren Güzoğlu, emzirmenin anne ve bebeğe faydalarını şöyle sıraladı:
“Anne sütüyle beslenen bebeklerde;
erken dönemde enfeksiyonlar, ishal, solunum yolu hastalıkları, kulak iltihabı ve ani bebek ölümü riski azalır. İleriki yaşlarda obezite, diyabet, alerji ve bazı kanser türlerine yakalanma riski daha düşüktür. Zihinsel gelişim desteklenir ve güvenli bağlanma sağlanır”
Anneler içinse;
doğum sonrası kanamayı azaltır, daha kolay kilo vermeye yardımcı olur. Meme, yumurtalık ve rahim kanseri riskini düşürür. Diyabet ve yüksek tansiyon gibi hastalıklara karşı koruma sağlar.
Emzirmenin başarılı olabilmesi için anneye doğum öncesi ve sonrası destek verilmesi gerektiğini söyleyen Güzoğlu, bebeğin doğar doğmaz anneyle ten tene temasının, ilk bir saat içinde emzirilmesinin, annenin yanında kalması ve her istediğinde emzirilmesinin bu süreci kolaylaştırdığını belirtti.
Güzoğlu, ayrıca toplumda emzirme ile ilgili sıkça karşılaşılan bazı yanlış inanışların, emzirmeyi olumsuz etkileyebildiğini belirterek, “sütüm yetmiyor”, “ikiz bebeklere sütüm yetmez” , “sütüm besleyici değil” gibi düşüncelerin yanlış olduğunu vurguladı.
-“Emzirmeyi desteklemek toplumun görevidir”
Emzirmeyi yalnızca annenin sorumluluğuna bırakmanın, onu yalnızlaştırmak olduğunu söyleyen Güzoğlu, eşlerin, aile bireylerinin, işverenlerin ve tüm toplumun desteğinin, emzirmeyi sürdürebilmek için çok değerli olduğunu ifade etti.
-Emzirme süresince dikkat edilmesi gerekenler
Güzoğlu, emzirme süresince, alkol ve sigara tüketilmemesi, aşırı nane, adaçayı, maydanoz gibi bazı bitkilerin sütü azaltabildiği, fazla kafeinin bebekte huzursuzluk yaratabildiği ve her ilacın emzirme döneminde güvenli olmadığı gibi bilgiler paylaştı.
