Aziz Gülbahar: BM’den hayır yok; göbeğimizi kendimiz kesmeliyiz

0
54

Milli Mücadele Vakfı (MMV) Başkanı Aziz Gülbahar, “Birleşmiş Milletler Örgütü’nün haktan, adaletten, sürdürülebilir barıştan yana etkin bir örgüt olmadığının uluslararası alandaki son gelişmeler ve açıklamalarla daha da netleştiğine dikkati çekti.

“Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesinin çıkarları doğrultusunda Rum’u koruyan bu Birleşmiş Milletlere boşuna bel bağlanmaması” çağrısında bulunan Gülbahar, “BM’den ahır yok. Nasıl ki tarihsel süreçte yaptık; yine kendi göbeğimizi Anavatanımız Türkiye iş birliği içinde kendimiz kesmeliyiz. Devletimizin tanınması, egemenliğimizin tescil edilmesi noktasından asla geri adım atılmamalı, bunların gerçekleşeceğinin garanti alınmadığı hiçbir resmi görüşme sürecine veya bu görüşme süreci için BM’nin özel temsilci atamasına onay verilmemelidir” dedi.

Aziz Gülbahar Siyasi İşlerden Sorumlu Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary Di Carlo’nun Kıbrıs konusundaki temaslarını değerlendirdiği açıklamasına devamla şunları kaydetti:

“Ukrayna’da savaş sürüyor. ABD’nin yeni Başkanı Donald Trump Gazze’deki Filistinlilere topraklarını terk etmeleri direktifi veriyor, Grönland’ı, Kanada’yı kendi topraklarına katacağını açıklıyor, İsrail Birleşmiş Milletler kararlarına rağmen Filistinlileri katliama tutmaya devam ediyor ama Türkiye sayesinde barışın hüküm sürdüğü Kıbrıs adasında Rumlar lehine bir sonuca ulaşılması için Birleşmiş Milletler girişimlerde bulunuyor.

Niçin?

Belli ki hedefleri, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin bir süre önce Kıbrıs’taki Barış Gücü’nün görev süresinin bir yıl daha uzatılması için Kıbrıs Türk tarafına rağmen aldığı kararda belirtildiği gibi Kıbrıs Rum Devleti’nin onay vereceği bir federal çözüm için bizi masaya oturtmak.

Nedir Rum tarafının federal çözümü kabul etme koşulları?

Sıfır asker, sıfır garantiye evet dememiz, KKTC topraklarının üçte birinin kendilerine verilmesine boyun eğmemiz, azınlık olarak yönetime dahil olmayı kabul etmemiz, mülkiyet konusunun çözümünü kendilerinin insafına terk etmemiz.

Peki Türkiye ve KKTC, “Türküm” diyen herhangi bir kişi böyle bir çözüme evet diyebilir mi?

Diyemez.

Öyleyse Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Tatar tarafından ortaya konulan Anavatan Türkiye’nin tam desteğine sahip olan iki Devletli çözüm politikasından asla taviz verilmemelidir.

‘Masaya oturalım da haklarımızı masada savunalım; Masaya oturalım da Rumların uzlaşmazlığı ortaya çıksın’ diyenler yanlış konuşuyorlar ve Rum emellerine hizmet ediyorlar.

Defalarca masaya oturduk Rum çözüme yanaşmadı.

Defalarca Rum’un anlaşma istemediği ortaya çıktı, BM gereğini yapmadı.

Defalarca özel temsilci atandı ama Rum tutumu değişmedi, Birleşmiş Milletler Rumun uzlaşmazlığına rağmen 61 yıl önce aldığı yanlış karardan dönmedi.

Dolayısı ile Siyasi İşlerden Sorumlu Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary DiCarlo’nun temaslarına takılıp kalmak, bel bağlamak, umutlanmak yanlıştır.

Yapılması gereken KKTC Meclisi’nin de Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Tezkeresi’ne benzer içerikte bir karar alarak federal çözüme yolları kapatması, egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüzün tescili konusundaki ısrarımızı ortaya koymasıdır.

Yapılması gereken Birleşmiş Milletlerle Rumların oyunlarını görerek Anavatan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üç BM Genel Kurul toplantısında ortaya koyduğu KKTC’nin resmen tanınması talebinde ısrar etmektir.

Dünya yeni bir paylaşım, yeni bir siyasal, ekonomik yapılanma sürecine girmişken, güçlü Anavatan Türkiye’nin bölgedeki, dünyadaki etkinliği her geçen yıl artarken geri adım atmak saflık olur ve tarih bizi asla affetmez.”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here