Yerbilim Mühendisleri Odası, bir süredir adanın yakın çevresinde meydana gelen depremlere ilişkin açıklama yaptı, gerekli tedbirlerin alınması çağrısında bulundu.
Yerbilim Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Necdet tarafından yapılan açıklamada, Kıbrıs’ın tarih boyunca depremler neticesinde yıkıma ve tahribata uğradığı kaydedilerek, Salamis kentinin MÖ 342’deki deprem ve tsunami ile yıkılması, Selimiye Cami’nin 16. yüzyıldaki deprem sonucu kısmen yıkılması, 1953’teki Baf Depremi hatırlatıldı, deprem riskinin gelecekte de olmaya devam edeceği belirtildi.
Deprem kinematiği açısından “karmaşık” olarak tanımlanan Kıbrıs’a ilişkin bir süredir Türkiye Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü’nün yürüttüğü “Aktif Fay” haritası çalışmalarının rapor aşamasında olduğu ifade edilen açıklamada, bu çalışmanın bir an önce tamamlanarak kamuoyuyla paylaşılmasının önemine dikkat çekildi.
Açıklamada, bunun yanında, yoğun yerleşimin olduğu alanları kapsayan “Deprem Mikron Zon Çalışması” yapılarak deprem ivmelerinin güncellenmesi gerektiği ifade edildi.
Kıbrıs’ın bazı bölgelerinde sıvılaşmaya oldukça eğilimli alanlar olduğuna da işaret edilen açıklamada, özellikle Gazimağusa’dan Dipkarpaz’a kadar uzanan doğu ve güneydoğu sahilleri, Lefke’den Sadrazamköy’e kadar olan batı sahilleri ile Güzelyurt ovasının sahil kesimlerinin bu riskin en fazla görüldüğü yerler olduğu kaydedildi. Açıklamada, buralarda yapılacak mikrobölgeleme çalışmalarının deprem kaynaklı hasar risklerini ortaya çıkaracağı ve ülkenin gerçekçi bir yer ivme haritasının üretilebileceği vurgulandı.
– Küresel Konum Belirleme Sistemleri ve laboratuvar önerisi
Açıklamada, Meteoroloji Dairesi’nin bünyesindeki deprem kayıt çalışmalarının tek başına bir deprem çalışmasını ifade etmeyeceği belirtilerek, çalışmaların ancak jeoloji ve jeofizik mühendisliği disiplinlerinin ortak çalışması ile yürütülebileceği ifade edildi.
Deprem kayıt istasyonlarındaki Küresel Konum Belirleme Sistemleri (GNSS) sayısının artırılması ve AFAD ile Jeoloji ve Maden Dairesi’nin ortaklaşa sürdürdüğü proje kapsamında kurulması planlanan Deprem Laboratuvarı’nın da bir an önce hayata geçirilmesi gerekliliğine dikkat çekilen açıklamada, deniz içi depremlerin izini sürmek için tsunami çökellerinin araştırılmasının önemine dikkat çekildi.
-“Deprem sonrası müdahale önemli”
Deprem sonrası müdahalenin de önemine vurgu yapılan açıklamada, Sivil Savunma Örgütü’nün olası yıkıcı bir depreme yönelik kapasitesinin güçlendirilmesi gerektiği kaydedildi.