ABD merkezli bir şirket dünyanın ilk uzay tabanlı elektrik şebekesini kurmaya hazırlanıyor. Uzay araçlarına enerji sağlamayı amaçlayan şebekenin ilk uydusunun gelecek yıl fırlatılması planlanıyor.
Bilim insanları güneş enerjisinden mümkün olduğunca yararlanmasını sağlayacak yöntemler üzerine çalışırken bazıları da gözünü uzaya dikti.
Uzayda hava durumu gibi engeller olmadan Güneş’ten daha fazla enerji toplanabildiğinden, son yıllarda bu enerjiyi yeryüzüne göndermeye yönelik çalışmalar artıyor. Geçen yıl uzaydan toplanan enerji ilk kez Dünya’ya gönderilmişti.
Florida merkezli girişim Star Catcher ise uzayda topladığı enerjiyi diğer uzay araçlarına göndermeyi amaçlıyor.
Planlanan uzay tabanlı elektrik şebekesi, alçak Dünya yörüngesine uydular yerleştirerek Güneş’ten gelen enerjiyi yoğunlaştırıp diğer araçların güneş panellerine gönderecek.
Güneş’ten elde edilenden 5 ila 10 kat daha fazla enerji
Halihazırda alçak Dünya yörüngesindeki ortalama bir uydu, Güneş’ten yaklaşık 1000-1500 watt enerji üretiyor. Bu, bir buzdolabının harcadığından biraz daha yüksek bir miktara denk gelirken, Star Catcher uyduların bir ev kadar güç kullanacağını öne sürüyor.
Şirket, uzay araçlarının doğrudan Güneş’ten elde edeceklerinden 5 ila 10 kat daha fazla enerji üreteceklerini iddia ediyor. Ayrıca gönderecekleri yoğunlaştırılmış güneş enerjisinin, uzay araçlarındaki güneş panelleriyle uyumlu olduğunu ve ekstra bir işlemden geçmeleri gerekmeyeceğini ekliyor.
Star Catcher, müşterileriyle ihtiyaç duydukları enerji miktarı, yoğunluğu ve sıklığı üzerinden yıllık bir sözleşme imzalamayı planlıyor. İsteyenler de sözleşme yapmadan enerjiyi kullandıkça ödeyebilecek.
Şebekedeki tek bir uydunun aynı anda birden fazla araca enerji göndermesi bekleniyor. Deneme amaçlı ilk uyduyu Aralık 2025’te fırlatmayı amaçlayan şirketin nihai hedefi 200 uyduya ulaşmak.
Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Uydu operatörleri konuşlandırıldıktan sonra ortak bir altyapı zihniyetine geçebilir ve güç tüketimi uyduların yanlarında getirdiği şeylerle kısıtlanmaz.”
Böyle bir şebekenin kurulması özellikle Ay’ın karanlık yüzüne yapılacak çalışmalara katkı sağlayabilir. Güneş enerjisiyle çalışan uzay araçları bu bölgede yıldızın ışıklarından uzak kalıyor fakat şebeke gereken enerjiyi onlara gönderebilir.