Ulusal Birlik Partisi Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, BRT’de yayınlanan ‘Manşet+’ programına konuk oldu, ülke gündemiyle ilgili açıklamalarda bulundu.
Ulusal Birlik Partisi Genel Sekreteri Hasipoğlu, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Maria Holguin’in Kıbrıs’la ilgili raporunu Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’e sunacağı raporu değerlendirdi.
Birleşmiş Milletler nezdinde iki farklı pozisyon olduğunu ve Rum tarafının ‘görüşmelere kaldığı yerden devam edelim’ dediğini belirten Hasipoğlu, “Biz de diyoruz ki artık ben seni samimi bulmuyorum gel önce bir egemenliğimi kabul et, uluslararası eşit statümü kabul et, bir iyi niyetini göreyim ben senin. Bu izolasyonlar, doğrudan uçuşlar olsun bizim diğer Dünya devletleri ile ilişki kurabilmemize artık buna izin ver, engelleme” diye konuştu.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Türk tarafının taleplerine her zamanki şekilde olumsuz yanıt verdiğini belirten Hasipoğlu, raporda ortak zeminin olmadığının tespitini beklediğini söyledi.
Rum tarafının adanın yönetimini ve zenginliğini paylaşmayı kabul etmediğine vurgu yapan Hasipoğlu, Annan Planı’nın ardından Avrupa Birliği’nin Rumları Avrupa Birliği’ne almasına rağmen, Türk tarafının 20 yıl boyunca iyi niyetle federasyonu görüşmeye devam ettiğine işaret etti.
KKTC Meclisi’ni temsilen, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, Hukuk ve İnsan Hakları Komite toplantısına katılan Hasipoğlu, toplantının detaylarını da paylaştı.
Maraş ve Kıbrıs Raportörü İtalyan Milletvekili Piero Fassino’nun Maraş Raporu’nun taraflı olduğunu belirten Hasipoğlu, “günün sonunda Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, bazı İngiliz ve Yunan milletvekillerinin ön ayak olduğu ve 3 sene önce başlattıkları bir çalışmaydı” dedi.
Raportör İtalyan Milletvekili Fassino’nun iki kez Kıbrıs’a geldiğini ve Kıbrıs ve Maraş konularını detaylı bir şekilde araştırdığını kaydeden Hasipoğlu, raporun yazılış şekli ve rapordaki talebin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi vatandaşlarının Maraş’taki mülkiyet hakları meselesi olduğunu belirtti.
Hasipoğlu, “Kıbrıs konusunu düşündüğünüzde, birçok konu var; garanti meselesi, toprak, yönetim, güç paylaşımı, Avrupa Birliği boyutu var. Siz içerisinden çektiniz tüm bu müzakere süreçlerinde Rum tarafının talep ettiği bir yerdi Maraş ve daha önce tüm BM planlarına evet deselerdi Maraş diye bir sorunumuz kalmayacaktı” dedi.
Açıklamasında “Avrupa Parlamentosu’nda Genel Kurul’da tüm milletvekillerinin önünde yanlış yapıyorsunuz dedim” ifadelerine yer veren Hasipoğlu, Kıbrıs meselesi içerisinde sadece Maraş’ta 1974’ten önce yaşayan bir kısım Rum’u ilgilendiren bir konunun seçilerek gündem yapıldığına dikkati çektiğini kaydetti. Hasipoğlu, 2004’te Annan Planı’na EVET diyen Kıbrıs Türk halkının halen cezalandırıldığına işaret etti.
Yetki sınırları ara bölge olan Birleşmiş Milletler’in, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti topraklarında bulunan Maraş’ta yetkisi olmadığını belirten Hasipoğlu, Maraş’ın Birleşmiş Milletler’e devredilmesinin söz konusu olmadığına vurgu yaptı.
Ulusal Birlik Partisi Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, Taşınmaz Mal Komisyonu ve yapılan başvuruları da değerlendirdi.
Başbakan Ünal Üstel’in Taşınmaz Mal Komisyonu için bir fon yarattığını ve bu konudaki ödemelerde ciddi bir artış yaşandığını söyledi. Hasipoğlu, Rumların daha önce doğrudan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne Türkiye’yi dava etmek için başvurduğunu ancak AİHM’in bir karar alarak Rumları Lefkoşa’daki Taşınmaz Mal Komisyonu’na yönlendirdiğini anımsattı.
Hasipoğlu, “Bu başvuruların hepsini bize yönlendirdi ve bunu da bizim bir şekilde bu talepleri bu davaları sonuçlandırmamız lazım günün sonunda ne olursa olsun bu adada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ayrı bir devlet ve içimizde de bu mülkiyet probleminin olmasını istemiyoruz. Birçok dava neticelendi, çoğu ev sahibi bilmiyor ama devlet tarafından onun daha önceki sahibine parası ödenmiştir ve belki sizin haberiniz yoktur ama ihtilafsız bir hale gelmiştir” dedi.