İçişleri Bakanı Oğuz, kelepçeyle mahkemeye götürülen tutuklulardan hükümet adına özür diledi

0
76

İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, reçete soruşturması döneminde, mahkeme koridorlarında insanların itibarını zedeleyen görüntülerden üzüntü duyduklarını belirterek bu kişilerden hükümet olarak özür dilediklerini söyledi.

Oğuz, polisin tutukluların sevk ve taşınmasıyla ilgili emirnamede, 26 Haziran’dan itibaren değişikliğe gidildiğini, taammüden adam öldürme suçları haricindeki tutukluların mahkemeye kelepçesiz çıkarılmasının düzenlendiğini açıkladı.

Yargının, adaletin herkese gerektiğine işaret eden Oğuz, bağımsız yargının güvenirliği olduğunu, bağımsız yargıya hep beraber sahip çıkıp itibarlarını korumak gerektiğini vurguladı.

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nun olağanüstü birleşiminde, Kamu İhale (Değişiklik) Yasa Tasarısı, oy çokluğuyla kabul edildi.

Sunuşların ardından Meclis Genel Kurulu’nda Kamu İhale (Değişiklik) Yasa Tasarısı’nı ele alındı.

Tasarının raporunun Komite Başkanı Sunat Atun tarafından okunmasının ardından ilk sözü CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman aldı.

Erhürman, bu yasalarla ilgili tutumlarının olumsuz olduğunu belirterek, ülkede bir dizi meslek grubundan kişilerin yargılandığını hatırlatarak, masumiyet karnesinin tüm uygar ülkelerde olduğunu bunun için de tutuklama olayının da adet haline getirilmemesi gerektiğini söyledi.

Hekimler ve eczacılara gösterilen kelepçeli tutumun başkalarına uygulanmamasının adalet anlayışını zedelediğini kaydeden Erhürman, yanlışın yanlışla düzeltilemeyeceğini ancak toplumun genelinin adaletin olmadığı algısına sahip olduğunu belirtti.

Erhürman, insanların onurunu korumak amacıyla sabahın erken saatlerinde mahkemeye çıkarılmasını yanlış bulmadığını ancak bu uygulamanın herkese yapılması gerektiğini belirtti.

Bu konunun kişilerle alakalı olmadığını ancak topluma “adalet yoktur” hissinin yaratılmasına itirazları olduğunu söyleyen Erhürman, eski bir meclis başkanı kadının bile kelepçeyle götürüldüğünü hatırlattı.

Yaratılan algının nerelere varılacağının düşünülmediğini ileri süren Erhürman, kendilerinin sinirleri bozulsa da linç kültüründen uzak durmak için çaba sarfettiğini belirtti.

Sorumluluğun devletin tamamına ait olması gerektiğini, yargılanan kişilerden, özellikle üçlü kararnameyle gelmişse siyasilerin de sorumluluğu olduğuna işaret eden Erhürman, bunca olandan sonra kimsenin istifa etmemesinin yanı sıra kimsenin kamuoyuna bilgi bile vermediğini söyledi.

Erhürman, herkesin gülücükler saçarak gezindiğini, kendilerinin bile bir süredir telefonlarının susmadığını, toplumun artık kendini güvende hissetmediğini belirterek, “Basın gidin sadece bizim için değil, kendiniz için de…” dedi.

Oluşturulan emsallerle her tutuklanacak olanın kapıya dayanarak ayrıcalık isteyeceğini dile getiren Erhürman, “Duvara doğru giderken kafanızı yaracağınız garantidir” dedi.

Elektrik Kurumu’na usulsüz yapılan istihdamlar sonrası Kıb-Tek’in zarara uğrayacağını ve acısının halktan çıkacağını söylediklerini anımsatan Erhürman, bunca zama ve isyana rağmen kurumun maddi durumunun hâlâ aynı olduğunu belirtti.

Erhürman, ülkede ekonominin Avrupa’dan daha pahalı olunması nedeniyle güneye kaydığını ve adalet gibi ekonominin de güven kaybettiğini söyledi.

Güney Kıbrıstaki mahkemelerde bile kuzeyde iş yapan kişilerin yargılandığını hatırlatan Erhürman, “Bu memleketin derdi sizin kurultayınız değildir” dedi.

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun da AİHM’le uyumlu olması için 2005’te çalışmalar yapıldığını ancak şu an yapılan işlerin hukuki ve uyumlu olmadığını savundu.

Erhürman, T&T şirketinin Ercan’daki elektrik faturasının halen gündemi meşgul ettiğini, havaalanının TC Cumhurbaşkanı Erdoğan “açılması lazım” dediği için açıldığını, bunun sonucunda hâlâ şantiye elektriği kullanıldığını söyleyerek, “Açılma koşulları yerine getirilmeden açılan havaalanı bir yıldır bu şekilde çalışır“ dedi.

Böyle bir hükümetin istifa etmesi için daha ne olması gerektiğini bilemediklerini dile getiren Erhürman, T&T ile 5 numaralı sözleşme imzalandığında kendilerinin sözleşmede yer alan tahkim heyetinin süresinin dolduğunu, uyuşmazlıkları çözmesinin mümkün olmadığını dile getirdiklerini hatırlatarak “Şimdiden uyarıyoruz” dedi.

UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu ise, görüşülen yasanın dışına çıkıldığı ve yorum yapıldığını söyleyerek Güney Kıbrıs’ta yapılan tutuklamaların, oranın nezninde olduğunu ve kendilerinin bu konuyla ilgilenmediği ithamlarının doğru olmadığını söyledi.

Bu tutuklamaların sebebinin inşaat sektörünün çökertilerek ekonominin ilerlemesini engellemek olduğunu dile getiren Hasipoğlu, konunun Kıbrıs konusuyla alakası olmadığını belirtti.

Hasipoğlu, yurt dışında bu konuyla ilgili yaptıkları çalışmaları özetleyerek, AİHM’in 4 Eylül’de Taşınmaz Mal Komisyonu’yla ilgili karar alacağını hatırlattı.

Oğuzhan Hasipoğlu, yabancılardan alınan vergilerle fon oluşturulduğunu ve gelir elde edildiğini de anlattı.

Daha sonra söz alan İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, adaletin herkes için gerekli olduğunu, polisin de masumiyet karinelerine özen göstermesi gerektiğini belirterek, geçmişte insanların itibarını zedeleyen, yüreğini sızlatan görüntüler ortaya çıktığını, kendilerinin de toplumla birlikte üzüldüğünü belirtti.

Bu konunun o zaman da konuşulduğunu ve 26 Haziran’da tutuklu kişilerin sevk ve taşınmasıyla ilgili emirnamede

yapılan değişiklikle polisin taammüden adam öldürme suçları haricinde kelepçesiz mahkemeye çıkarılabileceğine karar verildiğini, kimseye farklı bir uygulama yapılmadığını söyledi. Bakan Oğuz, bu konuda poliste 26 Haziran’dan itibaren yeni uygulama başlatıldığını, bunun, emirname olarak da yayımladığını açıkladı.

Yargının, adaletin herkese gerektiğine işaret eden Oğuz, bağımsız yargının güvenirliği olduğunu, bağımsız yargıya hep beraber sahip çıkıp itibarlarını korumak gerektiğini vurguladı.

-“Bu insanlarımızdan hükümet olarak özür diliyoruz”

Oğuz, kendilerinin bu insanlardan (kelepçeli mahkemeye çıkarılanlardan) hükümet olarak özür dilediklerini, zaten o günkü olaylar herkesin yüreğini sızlattığı için uygulamada değişikliğe gidilidiğini anlattı; “Keşke böyle olmasaydı” dedi.

UBP kurultayının hiçbir şekilde, hükümet icaatlarına, Meclis çalışmasına mal edilmediğini, aday olanların da gündeme getirilmediğini belirten Dursun Oğuz, Meclis’in yasama yılını tamamlamasını beklediklerini kaydetti.

Oğuz, Taşınmaz Mal Komisyonu konusunda çalıştıklarını, kısa sürede fon oluşturulması ve davaların ödenmesini amaçladıklarını kaydederek bu konunun partiler üstü ele alınması gerektiğini söyledi. Oğuz, bu olayları Kıbrıs konusunun görüşülmemesine bağlamanın doğru olmadığını kaydetti.
Oğuz, bunca insanın gelip KKTC‘den mal almasını sağlayan bir ekonomik güven olduğunu bunun siyaset üstü bir durum olduğunu belirtti.

Konuşmaların ardından yapılan oylamayla Kamu İhale (Değişiklik) Yasa Tasarısı oy çokluğuyla onaylandı.

TAK

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here