TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Fuat Oktay, Norveç’in başkenti Oslo’da, Filistin devletinin tanınma kararı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) konusu, Rusya-Ukrayna Savaşı ve terörle mücadele gibi konularda komisyon olarak “önemli” ve “verimli” görüşmeler yaptıklarını söyledi.
Oslo’da görüştükleri ikinci konunun KKTC konusu olduğuna değinen Oktay, “Dışişleri Bakanı (Espen Barth Eide) bildiğiniz gibi Birleşmiş Milletler (BM) Özel Kıbrıs Temsilcisi olduğu için süreci de sorunu da yakinen bilen bir bakan. Kıbrıs Türklerinin sıkıntıları, özellikle ambargolar nezdinde üst düzeyde. Biz bunu dile getirdik ve bunun da sonlandırılmasıyla ilgili arzumuzu, dileklerimizi ifade ettik. Burada sayın bakandan aldığımız cevap bizi son derece memnun etti” dedi.
Oktay, “O dönem Crans Montana’daki sürecin içerisinde kendisi de olan sayın bakanın (Espen Barth Eide) ifade ettiği gibi, Türkiye ve KKTC çözüm konusunda her şeyi yapmıştır ama ona rağmen karşı uzlaşmadan uzak olan taraf oldu. Bugün Türkiye’nin artık federasyon değil, bağımsız iki egemen toplum esasına dayalı bir çözümü savunmasının da sürpriz olmadığı, olmayacağı dolayısıyla Kıbrıs üzerindeki ambargoların da kaldırılması konusuna sıcak baktıklarını görüyoruz. Bununla ilgili ortak çalışabileceğimiz birçok alan var.” ifadelerini kullandı.
Oktay, TBMM Dışişleri Komisyonu heyetiyle Norveç’teki 2 günlük temaslarının ardından, Türkiye’nin Oslo Büyükelçiliği resmi konutunda AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
-“Oslo’daki görüşmeler Türkiye-Norveç ve bölgesel ilişkilere olumlu ve büyük katkı sunacak”
Norveçli yetkililer ve komisyonlarla yoğun ve verimli görüşmeler yaptıklarını belirten Oktay, bu görüşmelerin gerek Türkiye-Norveç gerekse bölgesel ilişkilere olumlu ve büyük katkı sunacağını ifade etti.
Görüşmelerde özellikle iki konunun öne çıktığını dile getiren Oktay, “Biri gündemde olan Gazze yani Filistin konusu. Norveç bilindiği üzere Filistin’i tanıma kararı almış durumda ve 28’inde de bu karar fiilen yürürlüğe girmiş olacak. İrlanda ve İspanya ile koordineli olarak alınan bir karar ama yaşanan bu süreçte yeni tanıyabilecek ülkeler olduğu yapılan görüşmelerde öne çıktı, bu da sevindirici.” dedi.
Oktay, Türkiye olarak Filistin’in tanınmasıyla ilgili 3 aşamalı bir planı savunduklarını belirterek, “Gittiğimiz yerde bizimle hemfikir olunduğunu görüyoruz. Birincisi, bir an önce kalıcı ateşkesin sağlanması, ikincisi insani yardımların kesintisiz olarak Filistin’e giriyor olması, üçüncüsü ise kalıcı çözüme ulaşılmasıyla alakalı iki devletli bir çözüm. Bu hem Filistin hem İsrail tarafının çıkarına olan ve her iki milleti de güven içine alabilecek bir çözüm.” ifadelerini kullandı.
Filistin’in devlet olarak örgütlenmesi ve yapılanması için gerekli reformların değerlendirilmesiyle ilgili Norveç’te başlayan sürecin devam edeceğini aktaran Oktay, “26 Mayıs’ta İslam İşbirliği Teşkilatının (İİT) da katılacağı, Norveç ve Avrupa Birliğinin (AB) başkanlığında bir toplantı gerçekleştirilecek ve Dışişleri Bakanımız da burada olacak. Akabinde de buradaki gelişmelere istinaden İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap ülkeleri ve AB ülkeleriyle ikinci bir toplantı gerçekleştirip ‘İki devletli çözümün’ hayata geçirilmesi ve yeni bir sürecin başlatılmasıyla ilgili çalışmalar var. Burada da Türkiye olarak bu sürecin içindeyiz, içinde olacağız. Sayın Dışişleri Bakanımız bu toplantıya da katılacak. Bu konuyla ilgili görüş alışverişinde bulunduk, son derece de faydalı oldu.” diye konuştu.
– “Kıbrıs Türklerinin sıkıntıları üst düzeyde”
Görüştükleri ikinci konunun KKTC konusu olduğuna değinen Oktay, şunları kaydetti:
“Yine Norveç hükümetiyle, parlamentoda karşılık bulduk ama hükümet nezdinde çok daha sıcak bir karşılık bulduk. Dışişleri Bakanı (Espen Barth Eide) bildiğiniz gibi Birleşmiş Milletler (BM) Özel Kıbrıs Temsilcisi olduğu için süreci de sorunu da yakinen bilen bir bakan. Kıbrıs Türklerinin sıkıntıları, özellikle ambargolar nezdinde üst düzeyde. Biz bunu dile getirdik ve bunun da sonlandırılmasıyla ilgili arzumuzu, dileklerimizi ifade ettik ve gittiğimiz her yerde de bunu ifade ediyoruz. Burada sayın bakandan aldığımız cevap bizi son derece memnun etti. O dönem Crans Montana’daki sürecin içerisinde kendisi de olan sayın bakanın ifade ettiği gibi, Türkiye ve KKTC çözüm konusunda her şeyi yapmıştır ama ona rağmen karşı uzlaşmadan uzak olan taraf oldu. Bugün Türkiye’nin artık federasyon değil, bağımsız iki egemen toplum esasına dayalı bir çözümü savunmasının da sürpriz olmadığı, olmayacağı dolayısıyla Kıbrıs üzerindeki ambargoların da kaldırılması konusuna sıcak baktıklarını görüyoruz. Bununla ilgili ortak çalışabileceğimiz birçok alan var.”
Oktay, “Diğer ana gündem maddelerimiz ise terörle mücadele konusu, Rusya Ukrayna konusuydu. PKK ve Suriye ile Irak’taki uzantıları PYD/YPG ve burada tabi FETÖ konusu. Bunlarla ilgili işbirliği konularını yine gündeme getirdik ve görüş alışverişinde bulunduk. NATO ortakları olarak terörle mücadelenin önemi ve ambargoların kesinlikle söz konusu olmaması gerektiğini ifade ettik. Hem parlamentodaki muhataplarımızdan hem dışişleri nezdinde olumlu yaklaşımlar görüyoruz. Bu da bizi memnun eden konulardan birisi.” şeklinde konuştu.
– “Türkiye, bölgede önemli bir aktör”
Rusya-Ukrayna konusunda Türkiye’nin tezini bir kez daha burada vurguladıklarını belirten Oktay, “Ukrayna’nın kesinlikle bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü tanıyan bir ülkeyiz. Kırım’ın işgalini de tanımayan ülkelerin başında geliyoruz. Buna rağmen şunu söylüyoruz, bölgede bir savaş var, bir sorun var, bir çatışma var, bu çatışmanın durdurulabilmesi için her iki tarafla da sağlıklı bir iletişimin devam etmesi gerekiyor. Dolayısıyla bu sağlıklı iletişimi devam ettirecek ülke olarak Türkiye’yi görüyoruz. Aslında herkes farklı fikirler söylese de Türkiye’nin bölgede çok önemli bir aktör olduğunu kabul ediyor. Aynı yaklaşımı Norveç’te de gördük.” dedi.
Bölgesel birçok konuda da görüş alışverişinde bulunduklarını anlatan Oktay, “Bunlardan biri de Azerbaycan-Ermenistan konusu. Karabağ sorununun çözümünden sonra bölgesel kalkınma ve istikrar açısından belki barış anlaşmasına ilk defa bu kadar yakınlaştılar. Türkiye olarak bizim tezimiz hep şu oldu, iki ülke birbiriyle görüşüp başkalarını bu sürece katmadıkları sürece barış daha yakınıdır. Burada barış anlaşmasına ulaşmak için ve Ermenistan’ı buna teşvik etmekle alakalı tüm Batılı ülkelerin desteklerini istedik. Azerbaycan’ın her türlü görüşmenin içinde tutulmasıyla ilgili görüşlerimizi ifade ettik. Burada yine sıcak ve olumlu bir tepki aldığımızı ifade edebilirim.” değerlendirmesinde bulundu.