Kıbrıs Türk Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği, çiğ süt fiyatının yeniden belirlenmesi, hibe arpa ve yem desteğinin sürdürülmesi, küçük baş hayvan sütünün doğru noktaya taşınması, kaba ot desteğinin acilen tekrar başlatılması, girdi maliyetleri için döviz fiyatının sabitlenmesi veya çiğ süt fiyatının dövize endekslenmesi talep etti.
Kıbrıs Türk Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı önünde basın açıklaması yaptı. Birlik Başkanı Mustafa Naimoğulları, yaptığı açıklamada, hayvancının pahalılık ve TL’deki değer kaybından dolayı mağdur olduğunu, bu nedenle acil olarak 1 litre süt satışı karşılığında 1,5 kilogram yem alınabilmesi için yeni bir çalışma yapılması gerektiğini söyledi.
Üreticiye verilecek hibe arpa için “3 bin 600 tonluk arpanın gemiyle geleceğinin” söylenmesine rağmen halen gelmediğini belirten Naimoğulları, siyasiler yüzünden hayvancı karşısında mahcup olduklarını söyleyerek, özür diledi.
Devletin bir yandan hellim tescili nedeniyle küçükbaş hayvan sütü isterken, diğer yandan küçükbaş hayvan sütünü değersizleştirerek, 26,5 TL fiyattan alım yaptığını anlatan Naimoğulları, hükümeti hellim tescili ve standartları konusunda umursamaz olmakla eleştirdi, birçok hayvancının bu nedenle SÜTEK’e süt vermekten vaz geçtiğini açıkladı.
Naimoğulları, hayvancıya kaba ot desteğinin devam etmesi ve yurtdışından gelişinin durdurulmaması gerektiğini de ifade ederek, iki aydır bu desteği de alamadıklarını söyledi.
Kaçak et konusuna da değinen Naimoğulları, eskiden kaçakçılık yapanların satış noktaları veya mekânların kapatıldığını fakat artık örtbas yoluna gidildiği aktardı.
Halihazırda “batak” ya da “battı-batıyor” durumda bulunan Koop-Süt ve Binboğa Çiftliğine de talip olduklarını yineleyen Naimoğulları, hayvancının her zaman elini taşın altına sokmaya hazır olduğunu da ekledi.
Bugün, bir taraftan hayvancıdan 230 TL’ye alınan canlı kuzuyu 800 TL’den satışa sunanların ve “halkı soyanların” denetlenmezken, diğer taraftan hayvancıların tek tek telefonla aranıp “Eti pahalı etmeyin yoksa dışarıdan hayvan ithaline izin veririz” tehdidi yapıldığını da anlatan Naimoğulları, ülkede narenciyenin bitirildiği gibi hayvancının da bitirilmeye çalışıldığını savundu.
Naimoğulları, siyasetin aleti ve kuklası durumuna düşmekle eleştirdiği SÜTEK Yönetim Kurulunu da istifaya çağırarak, SÜTEK’in artık hayvancı ve imalatçıya teslim edilmesi gerektiğini kaydetti.
Naimoğulları, eylemlerinin bir sonraki şeklinin hayvancının istekleri doğrultusunda şekilleneceğini de sözlerine ekledi.