Sağlık Bakanı Dr. Hakan Dinçyürek, Dünya Obezite Günü vesilesiyle açıklamalarda bulundu. Obezitenin dünya genelinde hızla arttığını belirten Dinçyürek, bu durumun ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunu vurguladı. 1980’lerden bu yana yetişkinlerde, gençlerde ve çocuklarda obezitenin hızla arttığını belirten Dinçyürek, bu durumun “küresel bir salgın” olarak nitelendirildiğini ifade etti.
Dünya Sağlık Örgütü’nün obeziteyi vücutta aşırı veya anormal yağ birikimi olarak tanımladığını belirten Dinçyürek, vücut kütle indeksi (VKİ) 30 kg/m2’den fazla olanların obez, VKİ 25 ile 29,99 kg/m2 arası olanların ise aşırı kilolu olarak tanımlandığını belirtti.
Aşırı kilo ile hastalık ve ölüm arasındaki bağlantının bilindiğini belirten Dinçyürek, obeziteye bağlı ölüm nedenlerinin başında kardiyovasküler sistem hastalıklarının geldiğini söyledi. Ayrıca, obezitenin tip 2 diyabet (şeker hastalığı), hipertansiyon, inme, kanser ve iskelet sistemi hastalıklarına da neden olabileceğini ifade etti.
“Ülkede %70,8 aşırı kilolu veya obez”
Obezitenin dünyada en büyük sağlık sorunlarından biri olduğunu vurgulayan Dinçyürek, Sağlık Bakanlığı’nın 2022- 2023 yılları arasında 18 yaş üstü 4388 kişiye yapılan “Hipertansiyon, Diyabet ve Böbrek Hastalıkları Taraması” sonucunda, katılımcıların %33,8’inin obez, %37’sinin ise aşırı kilolu olduğunu belirtti. Bu sonuçlara göre, ülkede %70,8’nin aşırı kilolu veya obez olduğunu belirtti.
Dinçyürek, dünya ve toplumsal düzenin değişmesinin obezitenin artışındaki etkisinin büyük olduğunu belirterek, çalışma koşullarının dinlenme için imkân vermemesi ve sağlıklı beslenmenin ekonomik olarak daha zor hale gelmesiyle daha kolay erişilebilen kalorisi fazla, işlenmiş ve sağlıksız gıdaların tüketilmesine yönelik olduğunu söyledi. Bununla birlikte, fiziksel aktivitenin azalması ve ekran karşısında geçirilen zamanın artması da obeziteyle ilişkilendirildiğini belirtti.
Sağlıklı bir yaşam için beslenme şekline dikkat edilmesi gerektiğini belirten Dinçyürek, ayrıca günlük beslenmede önerilen su tüketiminin sağlanması ve aktif yaşamın desteklenmesinin sağlıklı yaşam biçiminin tamamlayıcısı olduğunu söyledi.