Finlandiya’da terk edilmiş bir maden, üretim fazlası olduğu dönemlerde yenilenebilir enerji depolayacak dev bir bataryaya dönüştürülmeye hazırlanıyor.
Helsinki’nin yaklaşık 450 kilometre kuzeyindeki, Avrupa’nın en derin çinko ve bakır madeni olan Pyhäsalmi Madeni, 1400 metre derinliğindeki kuyularında 2 MW’a kadar enerji depolama potansiyeline sahip.
Kullanılmayan madene, güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir kaynaklardan elde edilen fazla enerjiyi kullanarak ağır yükleri kaldıran bir yerçekimi bataryası yerleştirilecek. Üretimin düşük olduğu dönemlerde yük serbest bırakılıyor ve düşerken bir türbine güç sağlaması için kullanılıyor.
Yerçekimi bataryası sistemini geliştiren İskoçya merkezli şirket Gravitricity, Finlandiya’daki madeni tam ölçekli bir prototip olarak kullanarak teknolojiyi sergilemeyi planlıyor.
Gravitricity Yönetim Kurulu Başkanı Martin Wright, “Bu proje teknolojimizin, talebin düşük olduğu dönemlerde enerjiyi yakalayıp depolayabilen ve gerektiğinde de hızla serbest bırakabilen uzun ömürlü güvenilir enerji depolamayı nasıl sunabileceğini tam ölçekte gösterecek” diyor.
Uluslararası Uygulamalı Sistem Analizi Enstitüsü’nün (IIASA) geçen yıl yaptığı bir çalışmada, terk edilmiş yeraltı madenlerindeki yerçekimi bataryalarının 70TWh’a, yani küresel elektrik talebini karşılamaya yetecek kadar enerji depolayabileceği tahmin edilmişti.
Yeniden işlev kazandırılan madenler, daha önce geçimlerini madenden sağlayan topluluklara da ekonomik fayda sağlayabilir.
IIASA analistleri, madenlerin böyle bir girişim için temel altyapıya halihazırda sahip olduğunu ve elektrik şebekesine de bağlı olduğunu belirtmişti.
Çalışmada, “Bu, Yeraltı Yerçekimi Enerji Depolama (UGES) tesislerinin hayata geçirilmesi için gereken maliyeti ve araçları kaya değer derecede azaltıyor” diye belirtilmişti.
Pyhäsalmi Madeni, 2022’de hizmet dışı bırakılırken Graviticity doğrudan veya dolaylı 600 işin etkilendiğini iddia ediyor. Bu saha için incelenen diğer girişimler arasında bir Güneş tarlası da var.
Gravitricity’nin internet sitesinde “Dünya kesintili yenilenebilir enerji kaynaklarından daha fazla elektrik ürettikçe, talebin düşük olduğu dönemlerde enerjiyi yakalayıp depolayabilen ve gerektiğinde hızla serbest bırakabilen teknolojilere ihtiyaç artıyor” ifadeleri yer alıyor.