Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, 21 Aralık Milli Mücadele ve Şehitler Haftası mesajında, Rum ve Yunan barbarlığının, Kıbrıs Türklerine karşı başlattıkları vahşet ve zulmün 60’ıncı yıldönümü olduğunu vurguladı.
Bayar, Rumların Enosis uğruna Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yaşamasına izin vermediğini ve Türkleri yok etme planını uygulamaya koyduğunu kaydederek, “Aradan 58 yıl geçmesine rağmen bugün dahi aynı görüşü savunmaktadırlar. Çözüm arayışlarında da haklarımızı vermeyip bizi azınlık durumuna düşürmek istiyorlar. Bir diğer önemli hayati dayanağımız olan garantileri ve Türk Askerini ortadan kaldırmak istiyorlar” dedi.
Bayar, 60 yıl önce başlayan, karanlık, acı, kan ve gözyaşı dolu katliam ve acımasız ambargolar altındaki günlerin TMT’nin önderliğinde ve Anavatan’ın her türlü desteği ile önlendiğini kaydederek, şunları ifade etti:
“Mücahit Kıbrıs Türk halkı 7’den 70’e can ve namusunu korumak için en zor şartlarda direndi ve Rum’a teslim olmadı. On bir yıl evsiz barksız, işsiz, aşsız kaldı. Katliama uğradı, şehitler ve kayıplar verdi, ambargolar altında ezildi, göç etmek zorunda kaldı. Büyük bedeller ödeyerek adım adım kendi yönetim ve idaresini kurdu ve 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı ile özgürlüğüne ve egemen devletine kavuştu. Ada’ya barış ve çözüm de gelmiş oldu.”
– “KKTC’ye ve Anavatanımıza sımsıkı sarılmaktan ve egemen devletimizi yaşatmaktan başka seçeneğimiz yoktur”
Celal Bayar bugün adada iki ayrı idare ve devlet olduğuna işaret ederek, Rum tarafının ve dünyanın artık bu gerçeği görmesi ve kalıcı bir çözümün iki eşit arasında olabileceğinin kabul etmesi gerektiğini belirtti. Bayar, “Bu gerçek kabul edilmedikçe müzakere ve federasyon görüşülmesi abestir” dedi.
Aradan 60 yıl geçtiğini ancak şehit ve kayıpların hala bugün kemiklerinin bulunduğunu hatırlatan Bayar, Gazze’deki vahşete dikkat çekerek, şunları kaydetti:
“Tarihin tekerrür etmemesi, gelecek nesillerin Kanlı Noel’leri yaşamaması için Aziz Şehitlerimizin ve kahraman Gazilerimizin bize emanet ettiği KKTC’ye ve Anavatanımıza sımsıkı sarılmaktan ve egemen devletimizi yaşatmaktan başka seçeneğimiz yoktur. Bize bu günleri armağan eden aziz şehitlerimiz ile kahraman gazilerimizi minnet ve şükranla anar Anavatanımız ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne olan güvenimizi yinelerken en içten sevgi ve saygılarımızı sunarız.”