TC Milli Güvenlik Kurulu (MGK) bildirisinde, Lozan Barış Antlaşması’nın 100. yıl dönümünde de tarihin Türkiye Cumhuriyeti’ne yüklediği mesuliyetin gereklerinin hassasiyetle yerine getirildiği vurgulandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılan MGK toplantısının ardından bildiri yayımlandı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının sosyal medya hesabından paylaşılan bildiriye göre, toplantıda, PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ terör örgütleri başta olmak üzere milli birlik ve beraberlik ile bekaya yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurt içinde ve dışında azim, kararlılık ve başarıyla icra edilen operasyonlar hakkında Kurula bilgi sunuldu.
FETÖ ile mücadelede gelinen son aşamanın değerlendirildiği belirtilen bildiride, Türkiye’nin başta güvenlik ve dış politika alanlarında olmak üzere, stratejik kazanımlarını engellemek maksadıyla kurgulanan ve harekete geçirilen bu ihanet şebekesine hiçbir surette mevcudiyet hakkı tanınmayacağı bir kez daha dile getirildi.
Eşsiz fedakarlıklarla kazanılan Milli Mücadele’nin sonunda imzalanan Lozan Barış Antlaşması’nın 100’üncü yıl dönümünde de tarihin Türkiye Cumhuriyeti’ne yüklediği mesuliyetin gereklerinin hassasiyetle yerine getirildiği ifade edilen bildiride, Türkiye’nin bölgesinde bir asırdır barış ve istikrara temel teşkil eden antlaşma ile kurulan düzenin, milletin menfaatleri doğrultusunda tahkim edilmesine yönelik kararlılık teyit edildi.
Irak ile işbirliğinin her alanda daha da geliştirilmesinin hem ülkelerin hem de bölgenin önemli kazanımlar elde etmesine katkıda bulunacağı belirtilen bildiride, Türkiye’nin terörle mücadele ile güvenlik ve istikrarın sağlanmasına yönelik çalışmalarının samimiyetle desteklenmesinin, işbirliği zeminini güçlendireceğine işaret edildi.
– “Karadeniz’de gerginlik kimsenin menfaatine değil”
Bildiride, toplantıda, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın gidişatı ve müteakip aşamalarda bölgeye yönelik muhtemel etkilerinin etraflıca ele alındığı, Karadeniz’de gerginliğin tırmanmasının kimsenin menfaatine olmayacağı vurgulandı.
Tüm taraflara, gecikmeksizin müzakere masasına oturma ve savaşa son verme çağrısında bulunulan bildiride, tahıl anlaşmasına geri dönülmesinin muhtaç ülkelerdeki muhtemel olumsuzlukları önleyeceği ve gıda istikrarına katkı sağlayacağının altı çizildi.
– “Kutsal değerlere saldırılarla mücadele edilmeli”
Afrika’da meydana gelen ve kıta geneline sirayet edebilecek mahiyetteki son gelişmelerin değerlendirildiği aktarılan bildiride, kıtanın meselelerine en uygun çözümlerin ancak kıtanın sahiplerince bulunabileceğine işaret edildi.
Bildiride, İslam dinini hedef alarak 2 milyara yakın Müslümanı rencide eden ve Birleşmiş Milletler tarafından da nefret suçu olarak nitelendirilen menfur eylemlerin engellenmesi ve suçluların cezalandırılması hususundaki sorumluluklarını yerine getirmeyen devletler, ifade hürriyeti kisvesiyle ektikleri nefret tohumlarının ortaya çıkarabileceği yıkıcı etkileri idrak ederek bir an önce bu tutumlarını değiştirmeye ve kutsal değerlere yönelik saldırılara karşı birlikte mücadele etmeye davet edildi.
Küresel bir kriz halini almaya başlayan iklim değişikliğinin, düzensiz göçlerden sosyal buhranlara, iç karışıklıklardan devletler arası çatışmalara kadar pek çok sorunu tetikleyebilecek etkileri üzerinde durulduğu belirtilen bildiride, insanlığın bu müşterek meselesine ancak uluslararası toplumun adil ve samimi gayreti ile işbirliğinin çözüm getirebileceği vurgulandı.