İngiltere’de yapılan bir araştırma, 1948’deki Büyük Felaket (Nekbe) sırasında Siyonist milisler tarafından öldürülen savaş esiri Filistinli köylülerin gömüldüğü muhtemel toplu mezarların yerini ortaya koydu.
The Guardian gazetesinin haberine göre, Londra Üniversitesi’ne bağlı Forensic Architecture kriminal araştırma merkezi, İsrail’in Akdeniz sahilindeki Kayserya kentinin kuzeyinde yer alan Tantura köyünde 200 kadar Filistinli savaş esirinin gömüldüğü muhtemel üç toplu mezarın yerini tespit etti.
İngiltere döneminden arşiv fotoğrafları, haritalar, havadan çekilmiş görüntüler, o dönemin görgü tanıklarının ifadeleri ve İsrail ordu kayıtlarını inceleyen araştırma merkezi tarafından hazırlanan raporda, toplu mezarların kesin olarak ortaya çıkartılabilmesi için sahada fiziki çalışma gerektiği vurgulandı.
– “Tantura’da toplu mezarlar olduğu tartışma götürmez”
Bunun üzerine harekete geçen Filistinli insan hakları örgütü “Adalah” rapordaki bilgiler doğrultusunda toplu mezarlara atılan Filistinlilerin yakınları adına İsrail yargısına başvurdu.
Adalah Yasal Direktörü Suhad Bişara, “Tantura’da toplu mezarlar olduğu tartışma götürmez. Ailelerin bu mezarları ziyaret etme ve yakınlarını saygın biçimde defnetme hakkı hem İsrail hem de uluslararası yasalar nezdinde ihlal ediliyor. Umuyoruz ki bu başvurumuzla İsrail mahkemeleri ‘evet’ ya da ‘hayır’ diye bir karar vermektense bunun nasıl sağlanacağını netliğe kavuşturur.” ifadesini kullandı.
– Katliamın tanığı konuştu: “Bize Tantura’da neler yaşatıldığını dünya bilmeli”
Bölgedeki toplu mezarlardan birinin, daha önce de insan kemiklerine rastlanılan Hajj el-Yahya ailesinin evinin arkasındaki avluda olduğu değerlendiriliyor.
1948’deki Tantura katliamının görgü tanığı Filistinli Adnan Yahya (92), o gün Siyonist milislerin kendisini ve bir arkadaşını toplu mezara ceset atma işinde kullandığını anlattı.
Halihazırda Almanya’da yaşayan ve katliam günü henüz 17 yaşında olduğunu söyleyen Yahya, “O günü asla unutmayacağım, hafızamda çok net. O gün inancımı kaybettim. Bize Tantura’da neler yaşatıldığını dünya bilmeli.” ifadesini kullandı.
– Yaralılar da toplu mezara atıldı
Haaretz gazetesine de konuşan Yahya, arkadaşı Abdullah ile mezara cesetleri ve yaralıları atmaya zorlandıklarını söyledi.
Yahya, şu ifadeleri kullandı:
“Açılan çukura cesetleri ve yarı hayatta olan insanları attık. Okuldan arkadaşım Abdullah, babasının bacaklarını ben de kollarını tuttum. Abdullah, ‘(Babam) Hala hayatta’ dedi.”
– Nekbe’de “Tantura katliamı”
Hayfa Üniversitesi öğrencisi Theodore Katz, 1998’deki Arap savaş esirlerine karşı İsrailli Aleksandroni milislerinin işlediği suçları konu alan bir yüksek lisans tezi kaleme almıştı.
Maariv gazetesi de bu tezden yola çıkarak 2000 yılında “Tantura Katliamı” başlıklı bir makale yayımlanmıştı.
Bunun üzerine “Aleksandroni gazileri” tarafından Katz’a karşı iftira davası açılmış, Katz’ın bulguları da yıllarca üniversitede “gizli” notuyla arşivlenmiş ve konu tarihçi akademisyenler arasında şimdiye kadar mesleki bir tartışma olarak kalmıştı.
– Tantura katliamı beyaz perdeye taşındı
İsrailli yönetmen Alon Schwarz, Katz’ın belgelediklerine ek olarak 2022’de Tantura’da yaşananlara bir belgesel projesinde yer vermişti.
Tantura köyünde Filistinlilerin katledilişine ilişkin milis tanıklıklarını içeren “Tantura” adlı belgesel film, İsrail’de 1948’de yaşananları yeniden tartışmaya açmıştı.
– Filistin’deki “Büyük Felaket”: Nekbe
İsrail, tarihi Filistin topraklarını işgal ederek 14 Mayıs 1948’de İsrail devletini kurduğu 1948 Arap-İsrail Savaşı sürecini “Bağımsızlık Savaşı” olarak tanımlıyor.
Filistinliler, işgal edilen topraklarından zorunlu göçe tabi tutulmalarıyla nedeniyle 15 Mayıs’ı “Nekbe” (Büyük Felaket) olarak anıyor.
İsrail’in tarihi Filistin topraklarında bağımsızlığını ilan etmesi, Filistinliler için onlarca yıldır devam eden felaketler silsilesinin başlangıcı oldu.