Cumhurbaşkanı Tatar, Ramazan Bayramı dolayısıyla mesaj yayımladı: “Deprem felaketinde hayatını kaybedenlerin acısını hala yaşıyoruz

0
103

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Ramazan Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajda Kıbrıs Türk halkının, Türk ulusunun ve bütün İslam âleminin bayramını kutladı.
Tatar, bayramların; sevgi, beraberlik, hoşgörü, paylaşma, kırgınlıkların sona ermesi ve toplumsal dayanışma açısından oldukça önemli olduğunu belirterek, bu manevi değerlere sahip çıkmak, yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmanın en büyük görev olduğunu belirtti.

Tatar, “Ramazan Bayramı’nı idrak ederken bütün şehitlerimizi, deprem felaketinde kaybettiğimiz Şampiyon Meleklerimizi ve bütün soydaşlarımızı bir kez daha rahmetle anıyorum. Onları unutmayacağız ve unutturmayacağız. “ dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar mesajında, “Bu mübarek günlerde Rum tarafına çağrım, gerginlik yaratıcı faaliyetler ile silahlanmaya son vermesi ve diyalog çağrılarımıza olumlu yaklaşmasıdır” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Ramazan Bayramı mesajı şöyle:

“Anavatan Türkiye’de meydana gelen deprem felaketinde kaybettiğimiz şampiyon meleklerimizin, vatandaşlarımızın, soydaşlarımızın acısını yaşarken, 1571 yılından bu yana vatan bildiğimiz bu topraklarda yine aynı iman ve inançla Ramazan Bayramı’nı bir kez daha kutluyoruz.
En içten ve en samimi duygularımla Ramazan Bayramı’nın Kıbrıs Türk halkına, Türk ulusuna ve İslam âlemi için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bu mübarek günlerde en büyük temennim ve beklentim, bütün dünyada barışın ve huzurun egemen olması, çok büyük acılara ve kayıplara neden olan felaketlerin bir kez daha yaşanmamasıdır.
Bütün dünyada barışın, huzurun ve sevginin egemen olmasını dilerken, İslam âlemi için çok değerli olan dinî ve kutsal mekânlara yönelik saldırıları, hâlâ daha devam etmekte olan Ukrayna-Rusya Savaşı’nı ve dünyanın pek çok ülkesindeki çatışmaları, katliamları, terör ve şiddet olaylarını da büyük bir üzüntü ve endişeyle izliyoruz. Katliamlara uğrayan, yok edilmek istenen ve büyük acılar yaşayan bir halkın Cumhurbaşkanı olarak bir diğer dileğim de çatışmaların ve savaşların sona ermesidir.
Bu doğrultuda Kıbrıs’ta, Kıbrıs Türk tarafı olarak uğraşımız; adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir antlaşmaya ulaşmaktır. Bunun da yolu Türkiye Cumhuriyeti’nin garantörlüğünü kaldırmayı, Türk askerini Kıbrıs’tan uzaklaştırmayı ve Kıbrıs Türk halkını azınlık yapmayı hedefleyen federal temele dayalı bir antlaşmadan değil, Kıbrıs’ın ve bölgenin yararına olacak olan egemen eşit iki ayrı devletin varlığına dayalı çözüm şeklinden geçmektedir.
‘Yeni siyaset’ olarak tanımlanan bu çözüm önerimiz, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler 77’nci Genel Kurulu’nda yapmış olduğu tarihi konuşmada dünya ülkelerine, ‘KKTC’yi tanıyın’ çağrısında bulunmasıyla güçlenmiş, KKTC’nin anayasal adıyla Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olarak kabul edilmesiyle de büyük bir başarı elde edilmiştir. Bu başarıların devamı da gelecektir.

Bu mübarek günlerde Rum tarafına çağrım, gerginlik yaratıcı faaliyetler ile silahlanmaya son vermesi ve diyalog çağrılarımıza olumlu yaklaşmasıdır. Ama ne var ki Kıbrıs’ı kana bulayan EOKA terör örgütüne övgüler düzenlenmesi, ‘Türkler Kıbrıs’tan dışarı’ sloganlarının atılması, Türk düşmanlığının tırmandırılması, Rum liderliğinin sahip olduğu çağ dışı zihniyetin değişmediğini ve aynen devam ettiğini göstermektedir.
Rum liderliğinin bu tür tutum ve davranışları, çözüm uğraşlarını dinamitlerken unutulmamalıdır ki Kıbrıs Türk halkı en az Rumlar kadar egemen ve her hakka en az Rumlar kadar sahiptir. Bu arada bir kez daha bilinmelidir ki devletimizden, egemenliğimizden, Anavatan Türkiye’nin garantörlüğünden ve Türk askerinden asla vazgeçmeyeceğiz.
Kıbrıs Türk halkı olarak bu günlere kolay ulaşmadık. 1963-1974 döneminde adanın yüzde üçüne tekabül eden gettolarda, Rum kuşatması altında yaşadık. Her türlü yokluğa, zorluğa ve insanlık dışı saldırılara karşı direndik. Bugün ülkemizde bazı sosyal ve ekonomik sorunların var olması, devletimizden ve egemenliğimizden vazgeçeceğimiz anlamına gelmemelidir.
Elbette, bu sorunları da birbirimize güvenerek el birliği ve dayanışma ile mutlaka aşacağız. Ülkemize ve devletimize yönelik bütün saldırılara rağmen, Anavatan Türkiye’nin yardım ve katkılarıyla bunu da başaracağız.

Bayramlar sevgi, beraberlik, hoşgörü, paylaşma, kırgınlıkların sona ermesi ve toplumsal dayanışma açısından oldukça önemli olup bu manevi değerlere sahip çıkmak, bunları yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak en büyük görevimizdir. Varlığımız ve geleceğimiz için çok önemli olan bu değerlere hep birlikte sahip çıkalım.
Ramazan Bayramı’nı idrak ederken bütün şehitlerimizi, deprem felaketinde kaybettiğimiz şampiyon meleklerimizi ve bütün soydaşlarımızı bir kez daha rahmetle anıyorum. Onları unutmayacağız ve unutturmayacağız.
Daha nice bayramlar dilerken, bir kez daha Kıbrıs Türk halkının, yurt dışında yaşayan bütün vatandaşlarımızın, Türk ulusunun ve İslam âleminin Ramazan Bayramı’nı en içten duygularımla kutlar; sağlık, mutluluk ve esenlikler dilerim.”

HENÜZ YORUM YOK