Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, cinsiyete dayalı ücret farkının kapatılmasının küresel ekonomiye yaklaşık 7 trilyon dolarlık katkı sağlayabileceğini açıkladı.
Kredi derecelendirme kuruluşunun cinsiyetler arası ücret farkına ilişkin analizinde, son 10 yılda iş yerinde kadınların yükselmesi konusunda sınırlı bir ilerleme kaydedildiği belirtildi.
Cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının Birleşmiş Milletler’e (BM) üye devletlerin 2030’a kadar ulaşmayı kabul ettiği Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin merkezinde yer aldığına dikkat çekilen analizde, bu hedeften hala çok uzakta olunduğu ve mevcut durumda buna ulaşmanın 132 yıl sürebileceği ifade edildi.
Analizde, yönetim pozisyonlarında cinsiyet eşitliğinin iyileştirilmesinin küresel olarak özellikle gelişmekte olan ülkelerde daha yüksek ekonomik refah sağlayabileceği kaydedildi.
Sosyal normları değiştirmenin uzun ve karmaşık bir süreç olduğu belirtilen analizde, ancak esnek çalışma koşullarının uygulanması, uygun fiyatlı çocuk bakım hizmetinin sağlanması ve ücretli doğum ile babalık izni sağlanması gibi politikaların değişimi doğru yönde yönlendirmeye yardımcı olduğu aktarıldı.
Analizde, kadınların iş gücünde becerilerinden yeterince yararlanılmamasının bireysel ve makroekonomik düzeyde ekonomik kayıplara neden olduğu belirtilerek, “Basit bir hesaplamaya göre, OECD ülkelerinde iş gücüne katılımdaki ve yönetimdeki cinsiyet farkını kapatmak, küresel ekonomik faaliyeti yaklaşık yüzde 7 veya bugünün kuruyla yaklaşık 7 trilyon dolar artırabilir.” değerlendirmesinde bulunuldu.
Yönetim pozisyonlarındaki cinsiyet açığını kapatmanın ve iş gücündeki kadınların potansiyellerinin artırılmasının dünya çapında verimliliği ve ekonomik çıktıyı artıracağı vurgulanan analizde, Hindistan da dahil olmak üzere gelişmekte olan büyük ekonomilerdeki açıkların kapatılmasının bu potansiyeli daha da artıracağı kaydedildi.
Analizde, kadınların üstlendiği ailevi sorumluklar ile benzer bağlantıların eksikliği kadın ve erkek arasındaki ücret farkının temel nedenleri arasında olduğuna işaret edildi.
Kadınların erkeklere göre daha yüksek standartlara tabi olduğu belirtilen analizde, kadınların terfi isteme olasılıklarının da daha düşük olduğu kaydedildi.