Cumhurbaşkanı Ersin Tatar BRT’de yayınlanan “Burası Önemli” programında Kıbrıs konusunda açıklamalarda bulundu.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimini Nicos Hristodulidis’in kazanması ile birlikte Kıbrıs konusunda değişecek bir şey olup olmamayacağı konusunda, Hristodulidis’in bu konudaki söylemlerinin daha sert olduğunu çünkü, kendisinin Kıbrıs’ın tekrar birleştirilmesinden, Kıbrıs’ın Avrupa Birliği içerisinde hak ettiği yeri almasından bahsettiğini kaydederek, “Bu seçim sonucunda Andreas Mavronannis de seçilseydi ne farkedecekti. Bildiğiniz gibi Nicos Anastasiadis Annan planına evet diyen adamdı sonra Crans Montana’da masayı devirdi” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar, Rum tarafının kilisesi ile kurumları ve kuruluşları ile bir bütün olarak bir milli hedefleri olduğunu kaydederek, “Bu milli hedef, seçim dönemi ne derlerse desinler, bilehare Kıbrıs’ta tek egemenlik, Kıbrıslılığı ön plana çıkartmak suretiyle, güya bu AB adası olan Kıbrıs’ta tek egemenlik ve tek millet vardır böyle bir inanç. Çünkü bu inanç işlerine gelir. Onun altındaki zihniyet te Kıbrıs bir helen adasıdır. Ve böyle bir adada özellikle AB’ye üye olduğu için Türkiye’ye yer yoktur. Onlara göre, Türkiye’nin garantörlüğü er veya geç sona erdmelidir ve Türk askeri de buradan gitmelidir” şeklinde konuştu.
Bu zihniyetle kendilerinin bu çerçevede bir anlaşma yapmasının mümkün olmadığının altını çizen Cumhurbaşkanı Tatar, kendilerinin hassasiyetinin Kuzey’de ayrı bir egemenliğin olduğu ve Kuzey’deki devletin yönetiminin ilelebet Kıbrıs Türkünde olması gerektiğini, Türkiye’nin garantörlüğünün ne kadar büyük bir hayati öneme haiz olduğunu ve mutlak surette belirli bir sayıda Türk askerinin adada olması olduğunu belirtti.
Cumhurbaşlanı Tatar, “Türk askerinin varlığı bizim gerçekten güvenliğimizi sağlar ve bu memlekette güven içinde dolaşabiliriz, evimizde de her gece güzel bir uyuku uyayabiliriz. Aksi takdirde güvenliğinizin olmadığı bir yerde yaşam sürdürebilmek çok zordur ve bunun acısını geçmişte hep birlikte yaşadık” dedi.
İki taraf arasında çok büyük farklılıklar olduğunu ve bu süreçte nasıl bir uzlaşıya varılabilineceğini tahmin etmenin çok zor olduğunu dile getiren Tatar, Uluslararası aktörlerin ve güçlerin mutlak surette Güney Kıbrıs’ın elini bükmeleri gerektiğini vurguladı.
“İngiliz milletvekillerine de bunları söyledik. Çünkü Kıbrıs’ın gerçekleri bunu gerektirir. Hep siz Rum tarafına haksız bir muamele, yani onlar tanınmış bir devlettir, onlar AB üyesidir. Kıbrıslı Türkler ne tanınır, ne egemenlikleri saygı görür, bu çerçevede bizim onlarla bir uzlaşıya varmamız mümkündeğildir. Biz yalnız değiliz, çünkü sadece 40 mil uzaklıkta, her türlü ortamda derdi de olsa, dertsiz de olsa her zaman bizim yanımızda olan ve aynı milli davayı herzamn sürdürmekte olduğumuz bir Türkiye Cumhyuriyeti ile birlikte bu davayı yürütmekteyiz” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’nin de Kıbrıs adasında 1571’den sonra oluşan hak ve hukukunun olduğunu ve bunun gözardı edilemeyeceğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türkünün azınlık bir müslüman toplum olarak görülmemesi gerektiğine de vurgu yaparak, artık Kıbrıs’ta iki ayrı egemen yapının kabul edilmesi halinde masada Kıbrıs konusunun görüşülmeye başlanabileceğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Tatar, BM Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Barış Gücü Misyon Şefi Colin Stewar’ın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi yeni Başkanı Nicos Hristodulidis ile kendisini buluşturmak gibi bir girişimi olduğunu da ifade ederek, kendisine göre de gayrı resmi bir karşılıklı kahve içmenin hiçbir mahsuru olmayacağını söyledi.
“Eğer karşı taraf bizim hassasiyetlerimizi, kırmızı çizgilerimizi, egemen eşitliğimizi kabul etmeleri durumunda, resmi görüşmeler her zaman başlayabilir” diye tekrarlayan Cumnhurbaşkanı Tatar, bu sözlerini Güney Kıbrıs Rum Yönetimi yeni lideri ile de paylaştığını belirtti.
Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM’de geçen Eylül ayında yaptığı konuşmada, bütün dünya devletlerine Kıbrıs’ta Kıbrıs Türk halkına uygulanan haksız ambargo ve izolasyonların bir zulüme donüştüğünü, ortadan kalkması gerektiğini ve KKTC’nin artık tanınma vaktinin gelmesi gerektiğini söylemesinin, Kıbrıs Türk halkı için çok önmeli bir aşama olduğunun altını çizerek, “Tüm bunların ardından Öznekistan’daki Türk Devletleri Teşkilatı toplantısında KKTC’nin gözlemci statüsü ile kabul edilmesinin de çnemli bir aşama olduğunu söyledi.
Maraş konusunda da değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Maraş bölgesinde İngiltere Kraliyet ailesinin bir oteli bulunduğunu ve İngiltere’nin bu konuda Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvuruda bulunup bulunmayacağını bilmediğini söyledi.
Tatar, “Maraş’ta bizim siyasetimiz, evet Vakıflar İdaresi’nin hakları vardır çünkü Vakıflar İdaresi bütün belgeleri ile bu arazilerin çoğunun kendisine ait olduğunu belgelediler. Meseleye tarf oldular. Dolayısı ile orada bir uzlaşma olması gerekmektedir. Ancak bina yatırımcınındır. Bina İngilizin, Amerika’nın olabilir, Rumun olabilir, Türkün olabilir, kiminse onundur. Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvurması durumunda hakkını geri alabilşir” dedi.
Maraş açılımının başlı başına önemli bir adım olduğunujn altını da çizen Cumhurbaşkanı Tatar, Maraş’ın KKTC sınırları içerisinde olduğunu ve alternatif bir cazibe merkezi haline geldiğini vurgulayarak, KKTC’nin burayı o nostaljik yapısı ile kullanıma kazandırıldığını söyledi.