Medya Etik Kurulu’ndan yapılan açıklamada, böylesi durumlarda halkın bilgi almak için itibar ettiği gazetecilerin dezenformasyon kaynağı olmaktan kaçınması ve haberleri, haber öznesinin hassas durumu göz ardı etmeden, süzgeçten geçirilerek yayınlaması gerektiğinin altı çizildi.
Açıklamada, Türkiye’de yaşanan deprem felaketinin hem Kuzey Kıbrıs ve Türkiye arasındaki yakın ilişkilerden dolayı, hem de Kıbrıslı Türk öğrenci kafilelerinin bölgede bulunması bakımından Kuzey Kıbrıs medyası tarafından yakından takip edildiği belirtildi.
Afet durumlarında medya organlarının öneminin her zamankinden daha fazla arttığına işaret edilerek, medyanın yetkililer, afetzedeler ve kamuoyu arasında köprü görevi gördüğü kaydedildi. Böylesi durumlarda kamuoyunun en hızlı şekilde bilgilendirilmesinin önemli olmasına karşın, medya kuruluşlarının en önce haber veren kaynak olma güdüsüyle teyit edilmemiş bilgileri yaymasının yarardan çok zarar getireceği ve afet yönetiminin işlerini zorlaştıracağının altı çizildi.
Adıyaman’da enkaz altında kalan Kıbrıslı Türk öğrencilerin kurtarılma çalışmalarıyla ilgili internet gazetelerinde yapılan dezenformasyon içeren bazı haberlerin afetzede öğrencilerin aileleri başta olmak üzere tüm toplumu yaraladığı belirtilen açıklamada basın kuruluşlarının elde ettiği bilgilerin titizlikle ele almadan ve özellikle resmi kaynaklardan teyit etmeden yayınlanmaması gerektiği vurgulandı.
Böylesi durumlarda halkın bilgi almak için itibar ettiği gazetecilerin dezenformasyon kaynağı olmaktan kaçınması, bunun yanında haberlerin, haber öznesinin hassas durumu göz ardı edilmeden ve süzgeçten geçirilerek yayınlanması gerektiğinin altı çizildi.
Açıklamada ayrıca “Türkiye’nin on ilinde meydana gelen depremlerde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyoruz. Adıyaman’da enkaz altında kalan öğrencilerimizin tamamının sağlıklı bir şekilde adaya dönmesini arzu ediyoruz” denildi.