Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “2023 İktisadi Mali İş Birliği Protokolü’nün imzalanıp yaşama geçirilmesiyle, kamu yönetimi ve kamu maliyesi politikaları, ekonomi ve finans politikaları çok daha sürdürülebilir bir kurumsal yapıya dönüşecektir” dedi.
Tatar, 2023 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısının, Cumhuriyet Meclisi’nde kabul edilmesi ile ilgili açıklama yaptı.
2023 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı’nın, Cumhuriyet Meclisi’nde kabul edilmesinin memnuniyeti içerisinde olduğunu belirten Tatar, bütçenin hazırlanmasına katkı sağlayan herkese teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Tatar’ın açıklaması şöyle:
“Bakanlar Kurulu tarafından onaylanarak Ekim ayı sonu itibarı ile yüce Meclis’in gündemine gelen tasarının, görüşmelerin ardından kabul edilmesi, Devlet işlerinin kesintiye uğramadan devam etmesi, halkımızın hak ettiği devlet hizmetlerine erişimi son derece önemlidir.
Pandemi ve döviz krizinin kamu maliyesi üzerindeki azımsanmayacak etkilerine rağmen, bilimsel veriler ve ekonomik dinamikler göz önünde bulundurularak alınan rasyonel tedbirlerin doğru zamanda gerçekleşmesiyle birlikte devleti ayakta tutmaya, 13. maaşın zamanında ödenmesi dahil olmak üzere bütün mükellefiyetlerin yerine getirilmesine devam edilmiş; ticaret insanına, sanayiciye, memura, işçiye, emekliye ödemeler gerçekleşmiştir.
Ekonomik ve mali iş birliği protokolleri uyarınca Anavatan Türkiye’nin 2022 yılında kamu maliyesine tahsis ettiği 6 Milyar 750 Milyon TL’den gerçekleşen 3 Milyar 251 Milyon TL’lik fiili destek de yine kamu maliyesine büyük katkı sağlamıştır. Bu protokol ile ayrılan ödeneklerin, yeni protokol imzalanıncaya kadar kullanılmaya devam edilecek olması da kamu maliyesi açısından büyük önem arz etmektedir.
Kamu maliyesini ve ekonomiyi çok yakından takip eden bir Cumhurbaşkanı olarak, ilgili paydaşlarla ekonomik çarkın kesintisiz işlemesi ve gerekli ekonomik regülasyonların eksiksiz yerine getirilmesine yönelik Cumhurbaşkanlığı’nda toplantılar yaptığımın bilmesine rağmen CTP Başkan ve bazı milletvekillerinin kamu maliyesiyle ilgili yaptığım açıklamayı sadece 13. Maaşa indirgemesi, art niyetli olduğu kadar mantık hatası da barındırmaktadır.
2022’nin son günlerinde TAK’a verdiğim demeç ve Ajans tarafından yayımlanan haber şu şekildeydi: ‘Rakamlara bakıldığında ekonomide hala daha pandemi öncesi olan 2019 yılındaki boyutun yakalanamadığını, tekrar o seviyeyi yakalamanın zaman alacağını ve pandemi öncesi boyutlarda olmayan bir ekonomide dış şoklara karşı devam etmenin zor olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, buna rağmen Hükümetin önemli çalışmalar yaptığını belirtti. Geçmiş yıllarda 13. maaşların ödenmesinde gecikmeler yaşandığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Tatar, ‘Kamu maliyesindeki bir takım önemli tedbirler ve aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin desteği ile 13. maaşları bile aralık ayında ödemenin rahatlığı içerisindeyiz. Hükümet kamu maliyesi yönünden bir başarı göstermiştir diye konuştu.’
Hal böyle iken yapılan açıklamayı bağlamdan kopararak çarpıtmanın halkımıza ve siyaset kurumuna bir katkı sağlamayacağı herkesin malumu olmalıdır.
Bütçenin geneline yapılan her katkı, her bir mükellefiyetin gerçekleştirilebilmesini doğrudan etkileyen bir unsurdur. Bu nedenledir ki Anavatan Türkiye’nin bütçemize yaptığı katkı tüm mükellefiyetleri yakından ilgilendirmektedir.
Küçük siyasi hesaplarla uğraşmak yerine gelinen noktada odaklanılması gereken, kamu maliyesini disiplin altına sokarken diğer yandan ülkemizin mukayeseli üstünlüğüne endeksli çalışmalara yoğunlaşmak, KKTC ekonomisinin rekabet gücünü yükseltirken, hane halkının alım gücünü düşürmemek adına fiyatları normal seviyelere oturtmak olmalıdır. İç ekonomik dinamiklerinin devreye konarak ekonomik istikrarın yeniden sağlanması ve kapsayıcı büyümeye geçişin kolaylaştırılması için ekonomik çevrelerle sürekli fikir alışverişinde bulunmaya, gerek duyuldukça devam edeceğim.
KKTC kamu kuruluşlarının kurumsal kapasitesini güçlendirilmesi, geliştirilmesi, bütçe açığının önemli ölçüde giderilmesi, verimlilik çerçevesinde gelir artırıcı ve gider azaltıcı önlemlerin alınmasını hedefleyecek KKTC-TC 2023 İktisadi Mali İş Birliği Protokolü’nün imzalanıp yaşama geçirilmesiyle birlikte kamu yönetimi ve kamu maliyesi politikaları, ekonomi ve finans politikalarının çok daha sürdürülebilir bir kurumsal yapıya dönüşeceğine dikkat çekmekte fayda görüyorum.”