21-25 Aralık Milli Mücadele ve Şehitler Haftası nedeniyle Yakın Doğu Üniversitesi Atatürk Kültür ve Kongre Merkezinde ‘Milli Mücadele ve Şehitleri Anma Oratoryosu’ düzenlendi.
Şehitler için saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı okunması ile başlayan Oratoryo da ilk konuşmayı Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tüm General Zorlu Topaloğlu yaptı.
Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tüm General Zorlu Topaloğlu, birincisi 2011 yılında icra edilen Kıbrıs Şehitler Oratoryosu’ nun aralıksız olarak Güvenlik kuvvetleri Bando Komutanlığı tarafından devam ettirildiğini söyledi.
Tümgeneral Topaloğlu, Oratoryo ‘da, Kıbrıs Türkü’nün Rum-Yunan ikilisine karşı verdiği varoluş mücadelesinin anlatıldığını ve şehitlerin anıları ve olaylar hakkında bilgilerin tazeleneceğini kaydetti.
“Kıbrıs Türkü’nün kanını döktüğü terini akıttığı 451 yıl önce fethedilen ve 48 yıl önce tekrar özgürlüğüne kavuşan bir vatan egemen bir devlet bu vatan toprağı üzerinde dalgalanan şanlı bayraklarımız bizlere emanet edilmiştir” diyen Tümgeneral Topaloğlu, şehitlerin aziz hatırlılarının daima canlı tutulacağını kanlarını akıtarak kurdukları yeni Türk devletini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yüceltmek ve sonsuza kadar yaşatmanın ana amaçları olacağını vurguladı.
Tümgeneral Topaloğlu, Uygulanan izolasyon ve ambargolara rağmen Anavatan’ın desteği ile halkın güvenlik ve barış içinde özgür şekilde yaşatılmasının ana gayeleri olduğunu belirti.
Tümgeneral Topaloğlu, “ unutmak yok unutmak yok olmanın başlangıcıdır geleceğe daha emin adımlarla yürümek gelecekte istikbalimizi korumak için geçmişimizi geçmişte yapılan mezalimleri katliamları unutmayacağız unutturmayacağız. Bizlere vatanımızı emanet eden şehitlerimizin aziz hatırlarından aldığımız güç ile vatan aşkı ile aydınlık geleceğe daha emin adımlarla ilerleyeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da Kıbrıslı Türklerin adada büyük bir mücadele verdiğini vurgulayarak adadaki mücadele sürdürülürken çok şehitler verildiğini çok acılar çekildiğini kaydetti.
“Hiç yılmadık çünkü biz Türklüğün onurunu şerifini haysiyetini hiçbir zaman başkalarının ayakları altında çiğnetmedik onun için şanlı tarihimiz ile gurur duyuyoruz” diyen Tatar, elde edilen başarıların çok bedeller ödenerek gerçekleştirildiğini söyledi.
Tatar, “ İnsanlık tarihinde az rastlanan bir takım soykırım cinayet ve katliamdan geçen Kıbrıs Türk halkı mücadeleyi başarı ile sürdürebilmiştir. Çünkü 59 yıl önce burayı bir Rum adası yapmak için karşımızdaki zihniyet bize saldırıyordu. Şimdi bugünün değeri çok büyüktür bugün barış vardır huzur vardır” dedi
Günlük siyaset ve günlük beklentilerde bir takım şikayetler olabileceğini kaydeden Tatar, coğrafyanın tehlikeli konjonktürüne bakıldığı zaman ülkede barışın öyle çok da kolay sürdürülmediğinin görüldüğünü belirtti.
Tatar, “ Allah korusun bir kıvılcım ile iş başka yerlere gidebilir dolayısı ile kendi içimizdeki mutabakatı barış ve huzuru korumak için bir kez daha herkesi sağduyuya davet etmek istiyorum. Çünkü biliyorum ki bazı nifak tohumlarının aramıza sokulması ile buradaki huzurla oynayanlar ve buna tevessül edenler vardır. Bu çok yanlıştır çünkü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bu aşamada gerçekten bir barış adasıdır huzur adasıdır. Bir anlaşmayı biz de istiyoruz. Ama o anlaşmanın sürdürülebilir olabilmesi kalıcı olabilmesi için bizim egemenliğimizin kabul edilmesi gerekmektedir. Eğer kabul edilmezse herhangi bir anlaşma sonucu ile yine 1960 yılındaki oynanan oyunlar tekrarlanabilir. Dolayısı ile bu kadar şehit bu kadar bedel bu kadar zahmetten sonra bizim böyle bir şeye müsaade etmemiz mümkün değildir. Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin iddiaları Doğu Akdeniz’deki doğal kaynakları her türlü değişen konjonktür ile artık şekil lehimize şekillenmiştir çünkü Doğu Akdeniz’in istikrarı ve bunun anahtarı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devletidir “ dedi.
1960 anlaşmaları dolayısı ile Türkiye Cumhuriyeti’nin garantör ülke olduğunu anımsatan Tatar, bu garantörlükten asla vazgeçmeyeceklerini söyledi.
Tatar, Türkiye’nin garantörlüğünün ve Türkiye askerinin adadaki varlığının barışın teminatı olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Tatar’ın konuşmasın ardından Oratoryo da yıllar süren soykırım saldırıları karşısında kahramanca direnen Kıbrıs Türk halkının şanlı mücadele öyküsü anlatıldı.