ABD merkezli Arap Dünyası için Şimdi Demokrasi (DAWN) adlı kuruluş, İsrail’in Netzah Yehuda taburunun “kasten öldürme, işkence, insanlık dışı uygulamalar” dahil savaş suçları işlediğine dair rapor yayımladı.
DAWN, 28 Kasım’da yayımladığı raporun, Uluslararası Savaş Mahkemesi Savcısının soruşturma açabilmesine imkan veren Roma Statüsünün 15. maddesine istinaden hazırlandığını belirtti.
Raporda, İsrail ordusunun Netzah Yehuda taburunun 2015 yılından bu yana Batı Şeria’da Filistinlilere yönelik savaş suçlarının araştırıldığı aktarıldı.
Netzah Yehuda taburunun “kasten öldürme, işkence, insanlık dışı uygulamalar, fiziki saldırı, cinsel saldırı” yoluyla savaş suçu işlediği ve uluslararası insan haklarını ihlal ettiği bildirildi.
Zekeriya Hamid, Kasım Abbasi ve Ömer Esad’a yönelik meşru sebep olmadan ölümcül güç kullanıldığına işaret edilen raporda, İsrail yönetiminin Netzah Yehuda taburunun suçlarına karşılık “kayda değer hukuki işlem yapmadığı” vurgulandı.
Haredi Yahudilerinden oluşan Netzah Yehuda taburu
İsmi “Yahudilerin Ölümsüzlüğü” anlamını taşıyan tabur, laik Yahudilerle aralarında gerilim olan ve toplumun geri kalanına entegre olmayı büyük oranda reddeden Haredi Yahudilerinden oluşuyor.
İsrail’deki askeri kaynaklardan alınan bilgiye göre, 1999 yılında Netzah Yehuda Vakfı’nın girişimiyle Savunma Bakanlığı ve orduyla iş birliği içinde Haredi Yahudi 30 askerden oluşan bir birlik kuruldu. İsrail ordusu 2 yıl içinde ilk Haredi taburunu kurdu ve “Netzah Yehuda-97.Tabur” adını verildi.
Zorunlu askerlik yapan Haredi Yahudileri barındıran bu tabur, ordunun diğer birliklerinden farklılıklarıyla dikkati çekiyor.
İsrail’de kadın ve erkekler için zorunlu olan askerlik hizmeti nedeniyle Haredi Yahudileri bu taburda askerliklerini dini inançlarıyla uyumlu bir şekilde yapıyor. Taburda kadın askerler görev yapmazken, yalnızca Yahudi inancına göre helal sayılan yemekler yeniyor.
Taburdakiler, 2 yıl 8 ay askerlik yapıyor. 8 aylık acemilik eğitiminden geçiyorlar.
DAWN, Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesinin ardından 2020 yılında Orta Doğu’da insan hakları ihlalleri üzerine çalışmalar yapmak üzere kurulmuştu.