Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), 20 Kasım Çocuk Hakları Günü nedeniyle yayımladığı açıklamada, “Sağlık Bakanlığı’nı bir an önce okulların sağlık koşullarını denetleme görevini yerine getirmeye” çağırdı; Milli Eğitim Bakanlığı’na da, çocukların sağlıklı bir ortamda eğitimlerini sürdürebilmeleri için gerekli uzlaşı adımlarını ivedi bir şekilde atması gerektiğini hatırlattı.
Sendika, Dünya Çocuk Hakları Günü aracılığı ile de devlet yetkililerini çocuğun korunması konusunu devlet politikası haline getirmeye, tüm toplumun dahil edileceği, yeterli kaynak sağlanan çağdaş bir çocuk koruma sistemi oluşturmaya davet etti.
KTÖS İnsan Hakları ve Eşitlik Sekreteri Hamide Avcıbaşı imzasıyla yayımlanan açıklamada, BM’nin 193 ülke tarafından imzalanan Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 1996’dan beri Kuzey Kıbrıs’ta iç hukuktaki yerini aldığı hatırlatıldı.
Hukuksal zemine rağmen, çocuk hakları ihlalleri konusunda mevcut araştırmaların çocuğa yönelik şiddet ve ayrımcılık, istismar, cinsel sömürü gibi ciddi ihlallerin olduğunu ve çocuklara yönelik suçların giderek arttığını işaret ettiği belirtilen açıklamada, şu değerlendirmeler yer aldı:
“Yabancı, mülteci ve özel gereksinimli çocukların da temel hak ve özgürlükleri ihlal edilmektedir.
Ülkemizde yapılan araştırmalar ve basına yansıyan haberlerden de görüyoruz ki ülkemizde çok yönlü çocuk ihlalleri yapılmakta ve bunun önlenmesi için yeterli devlet politikalarımız bulunmamaktadır. Bunun yanında ülkemizde yaşayan yabancı, mülteci ve özel gereksinimli çocukların da temel hak ve özgürlükleri ihlal edilmektedir.
Daha geçtiğimiz haftalarda, ülkesinde can güvenliği olmadığı için ayrılıp göç eden 13 yaşında mülteci bir çocuk, ülkemizde güncellenmemiş yasal prosedürler yüzünden cezaevinde yatmak zorunda kalmıştır.”
KTÖS açıklamasında, OECD ve Avrupa Birliğinin kabul ettiği ölçütlerde çocuğun iyi olma hali dört farklı boyutta incelendiği, bu boyutların “gelir, sağlık, eğitim ve sosyal katılım” olduğu belirtilerek “Ülkemizde bu dört boyutu inceleyecek olursak, asgari ücret açlık sınırının altında kalmış, gelir açısından yoksulluk sınırı altında olan ailelerin çocuklarının eğitim ve sağlık hizmetlerine ulaşımı kısıtlanmakta bunun yanında aileleri tarafından küçük yaşta mendil, gül satarak çalıştırılmaya zorlanmaktadırlar. Okul öncesi eğitime önem verilmeli, dört yaş okulları yaygınlaştırılmalıdır” denildi.
Okul öncesi eğitimin göz ardı edildiği savunulan açıklamada, sadece parası olan ailelerin çocuklarını özel kreşlere gönderdiği, çocukların fırsat eşitsizliği ile karşılaştığı, yarışmacı sınavlara sokulduğu, kalabalık sınıflarda eğitim gördüğü belirtildi.
“Unutulmamalıdır ki hangi koşulda gerçekleşirse gerçekleşsin çocukların sömürüsü ve istismarı kabul edilemezdir ve çocukların haklarını korumak toplumun tüm kesimlerinin görevidir. Bizler eğitimciler olarak bu zamana kadar okullarda ve sokakta çocuklarımızın haklarını savunduk, çocuklarımızı kendi haklarına sahip çıkmaları için bilinçlendirdik ve bunları yapmaya devam edeceğiz” denilen KTÖS açıklamasında, sağlıklı ve sürdürülebilir eğitimin, çocukların en temel insan haklarından olduğu vurgulandı.
KTÖS, Eğitim Bakanlığı’nın, eğitim hizmetlilerinin aylardır yaptığı eylemlere cevap vermeyip, uzlaşı sağlanamamasını endişeyle izlediğini kaydederek, okullardaki hijyen sorununa değindi; endişe belirtti.
Velilere de çağrı yapılan KTÖS açıklamasında, şöyle denildi:
“Kıbrıs Türk Tabipler Birliği, okullarımızın sağlıklı ve sürdürülebilir eğitim-öğretim şartlarından giderek uzaklaştığını belirterek, bu süreçte okulların, yeni salgınların merkezi konumuna gelebileceği konusundaki endişelerini basın yolu ile dile getirdi. Bu anlamda okul aile birliklerini, okul velilerini, çocuklarımızın sağlığı ve sürdürülebilir eğitim ortamı için harekete geçmeye çağırırız.
Bu gerçekler ışığında KTÖS olarak, Sağlık Bakanlığı’nı bir an önce okulların sağlık koşullarını denetleme görevini yerine getirmeye çağırır, Milli Eğitim Bakanlığı’na da, çocukların sağlıklı bir ortamda eğitimlerini sürdürebilmeleri için gerekli uzlaşı adımlarını ivedi bir şekilde atması gerektiğini hatırlatırız.
Çocuk koruma politikaları hayata geçmelidir.
Günün anlam ve önemini işaret ederek, Dünya Çocuk Hakları Günü aracılığı ile de devlet yetkililerini çocuğun korunması konusunu devlet politikası haline getirmeye, tüm toplumun dahil edileceği, yeterli kaynak sağlanan çağdaş bir çocuk koruma sistemi oluşturmaya davet ediyoruz.”