Cumhurbaşkabı Tatar, “Kıbrıs Sevdası-Ateşi Hiç Sönmeyen Ülkünün Peşinde Geçen Ömürler ve Ersin Tatar” adlı kitabın tanıtım etkinliğine katıldı

0
114

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Kıbrıs Sevdası-Ateşi Hiç Sönmeyen Ülkünün Peşinde Geçen Ömürler ve Ersin Tatar” adlı kitabın İstanbul Ticaret Odası’nda düzenlenen tanıtım etkinliğine katıldı.

Etkinlikte yaptığı konuşmada, bu kitabın tanıtım etkinliğinde bulunmanın, kendisi için gurur verici olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar kitabın, Kıbrıs Türk halkının son 60 yılda yaşadığı ve KKTC’nin başarısının ortaya çıkması noktasında herkesin ortak mücadelesini anlattığını dile getirdi.

“Ben Kıbrıs meselesinin içine doğmuş bir kişiyim. Çocukluk yıllarında yaşadıklarım, Kıbrıs’ın acı tarihiyle alakalı. Benim yasemin tüten Lefkoşa sokaklarında erken yaşlarda başlayan hayatım, hep Kıbrıs meselesi içinde geçmiştir. Kıbrıs’ta bir Türklük mücadelesi vardı. Kıbrıs Türkü’nün varlığını sürdürebilmesi için çok acılar çektik, şehitler verdik. Ama hiç yılmadık. Çünkü biliyorduk ki Anavatan Türkiye her zaman yanımızda ve Türk ulusu bizi yalnız bırakmayacak.

İşte, 20Temmuz 1974’te Kıbrıs Barış Harekâtı ile Mehmetçik adaya ayakbastı ve o günden sonra Kıbrıs’ta yeni bir dönem başladı. Bütün bunlar benim şahsen çocukluğumdan o yıllara kadar olan hikâyemdir ve o hikâyem devam ediyor. Şimdi Cumhurbaşkanı olarak Anavatan Türkiye’nin de tam desteğiyle egemenlik mücadelemiz sürmektedir” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da tam desteğiyle yeni siyasetin eşit egemenlik temelinde olacağını ve Kıbrıs’ta bir antlaşma olacaksa yan yana yaşayan iki ayrı devletin iş birliği ile olacağını, bütün dünyanın bildiğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Tatar sözlerine şöyle devam etti;

“Başımız dik ve onurlu bir şekilde yaşayabilmek için her yerde ve her koşulda Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte hareket ediyor ve bu mücadeleyi bütün dünya ile paylaşıyoruz”

“Biz bağımsızlığımızı kolay kazanmadık. Büyük ve acı süreçlerden geçtik. Oynanan uluslararası oyunu, büyük bir direnişle yıkarak Kıbrıs’taki Türk varlığının, kendi devletinin çatısı altında olabileceğini bütün dünyaya haykırdık. Doğu Akdeniz’deki Türk varlığının devamı için KKTC Devleti’nin ne kadar önemli ve değerli olduğunu hep birlikte görüyoruz. Biz o zamanlar bu mücadeleyi vermeyip pes etseydik, bugün Kıbrıs bir Yunan adası olacaktı. Bir bakıma Türkiye Cumhuriyeti’nin de geleceği Doğu Akdeniz’deki Kıbrıs Adası’ndan geçmektedir.

Ada, 350 yıldan sonra Lozan Antlaşması ile Misak-ı Milli’nin dışında kalmıştır. 20 Temmuz 1974’te Türk askerinin adaya çıkarma yapmasıyla tekrar bayrağımız göndere dikilmiş ve mücahitle Mehmetçik omuz omuza şehit olmuştur. Bu, KKTC’de yeni bir dönemin başlangıcıdır. Bugün artık dünyada taşlar yerinden oynamıştır. Büyük Türk ulusunun neferleri olarak bu mücadelenin ülkemiz ve vatanımız için ne kadar önemli olduğunu, büyük bir iftiharla söylüyorum.

İstanbul Ticaret Odası’nın, bu tarihin paylaşılması adına ortaya koyduğu emeği saygı ile selamlıyorum. Bu mesajların İstanbul Ticaret Odası aracılığı ile bütün dünyayla paylaşılması, verdiğimiz mücadelede bir aşamadır. Bizim için yorulmak, pes etmek yok. KKTC’nin tanınması için sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Başımız dik ve onurlu bir şekilde yaşayabilmek için her yerde ve her koşulda Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte hareket ediyor ve bu mücadeleyi bütün dünya ile paylaşıyoruz.

Uluslararası toplum, medeniyetler çatışması altında bizi yok etmek için her türlü haksızlığa devam ediyor. Biz oynanan oyunların farkındayız ve bu oyunlara gelmeyiz. Ben halkımın egemenliği, onuru, özgürlüğü ve Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilerimizin daha da kökleşmesi için çalışıyorum. Varlığımızı sürdüreceksek Türkiye Cumhuriyeti’nin gücüne ihtiyacımız vardır. Benim gönlüm, hissiyatım ve fikirlerim bunlar. Şu anda size yüreğimden konuşuyorum. Her şekilde mücadelemize devam edeceğiz. Bu eserin ortaya çıkmasına destek veren herkese teşekkür ederim.”

NO COMMENTS