TC Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’ndan Yunanistan’a: Eğreti ata binen çabuk iner

0
118

TC Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “Yunanistan’a şunu söylüyoruz; ‘Eğreti ata binen çabuk iner ya da çabuk düşer.’ Öyle ‘Benim arkamda ABD var, benim arkamda AB var, ben istediğimi yaparım.’ dersen, ona biz ‘Kalimera.’ deriz. Yani ‘Günaydın.’ deriz.” dedi.

TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, TVNET’te katıldığı canlı yayında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Yunanistan’ın son dönemde Türkiye’ye yönelik provokatif eylemlerine ilişkin soruya Çavuşoğlu, “Yunanistan, şu anda Türkiye’nin sadece bölgesel değil küresel bir aktör olmasından çok rahatsız.” yanıtını verdi.

Çavuşoğlu, Yunanistan’ın, Doğu Ege adalarının gayriaskeri statüsünü ihlal ettiğine ve Türkiye’nin BM’ye gönderdiği mektuplardan sonra çok paniklediğine dikkati çekerek “Yunanistan’a diyorum ki; “Gel, kendine güveniyorsan milleti de kandırma, yalan söyleme. Bu silahsızlandırılmış adaların statüsüyle ilgili Uluslararası Adalet Divanının yargı yetkisine koyduğun rezervi kaldır.” ifadesini kullandı.

Yunanistan’ın Türkiye’ye karşı kışkırtıcı eylemlere giriştiğini anlatan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

“AB içinde bir birlik ve beraberlik var, Türkiye’ye yönelik yaptırımları da hemen hayata geçirelim.’ peşinde. Ama Yunanistan’a şunu söylüyoruz; ‘Eğreti ata binen çabuk iner ya da çabuk düşer.’ Öyle ‘Benim arkamda ABD var, benim arkamda AB var, ben istediğimi yaparım.’ dersen, ona biz ‘Kalimera.’ deriz. Yani ‘Günaydın.’ deriz. ‘Uyan o hayalden. Bunların hiçbir faydası olmaz. Kimse senin arkanda durmaz.

Şurada yanı başında güçlü bir Türkiye var. Bu nefret, hazımsızlık, kin… Türkiye’nin Anadolu topraklarını işgal etmeye kalktın, edemedin. Denize döktük. Mustafa Kemal Atatürk ve tüm Türk milleti o zaman birleşti, denize döktü kardeşim seni. Sen onu hazmedememişsin, her platformda halen Türkiye düşmanlığı yapıyorsun. Oysa Türkiye, güçlü bir ülke. Türkiye ile iyi geçin, uluslararası hukuka uy.”

Çavuşoğlu, Yunanistan’ın uluslararası hukuka aykırı şekilde özellikle hava sahası konusunda ihlallerde bulunduğuna işaret ederek “Bu sefer biz misliyle karşılık veriyoruz. Sahada, denizde, karada her türlü adımına karşı fazlasıyla karşılık da veriyoruz.” dedi.

“ABD’nin denge politikasına dönmesi lazım”

ABD’nin Yunanistan’a desteğine ilişkin bir soru üzerine Çavuşoğlu, “ABD’nin terazisi bozuldu. Denge terazisi bozuldu. Daha önce Kıbrıs’ta da dengeliydi, Yunanistan-Türkiye ilişkilerinde de dengeliydi. ‘Belli lobileri mutlu edeceğiz’ diye ABD’nin terazisini bozması son derece yanlıştır.” değerlendirmesinde bulundu.

Çavuşoğlu, ABD’nin bu tutumunun Yunanistan’a da faydası olmadığının altını çizerek şunları kaydetti:

“Yunanistan’daki ABD Büyükelçisi bilsin ki, Atina’daki Büyükelçi, bu işlerin ne ABD’ye faydası olur ne Yunanistan’a faydası olur. Kıbrıs’ta da olmaz. Biz ne olursa olsun, kim olursa olsun, dünya da karşımıza dikilse çıkarlarımızı korumak zorundayız, koruyacağız da. Kıbrıs Türklerinin haklarını da koruyacağız, kendi çıkarlarımızı da koruyacağız.”

ABD’nin kararı karşısında Türkiye’nin gerekeni yapacağının altını çizen Çavuşoğlu, “ABD, burada ciddi bir şekilde hata içinde. Denge politikasına dönmesi lazım. Müttefikler arasında da ABD’nin taraf tutmaması lazım.” diye konuştu.

“Sözde değil özde müttefik istiyoruz”

Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üyelik sürecinde Türkiye ile ilişkilerine dair soru üzerine Çavuşoğlu, tüm zorluklara rağmen bu iki ülkeyle Türkiye’nin ilişkilerinin iyi olduğunu vurguladı. Çavuşoğlu, “Bizim itirazımız, o iki ülkenin NATO üyeliğine. İkili ilişkilerimizi kesmiş değiliz.” dedi.

Çavuşoğlu, söz konusu ülkelerin NATO üyeliklerine ilişkin oluşturulan mekanizmaya dikkati çekerek İsveç’ten bir heyetin Türkiye’ye geldiğini, Finlandiya heyetinin de Türkiye’ye geleceğini söyledi.

Temasların devam ettiğini ancak bu iki ülke tarafından Türkiye’nin terörle ilgili beklentilerine yönelik bir adım atılmadığını vurgulayan Çavuşoğlu, “Biz, sözde değil özde müttefik istiyoruz. Teröre destek veren ülkeler özde müttefik olamaz. Zaten NATO içinde yeterince sözde müttefikimiz var. O yüzden yeni sözde müttefik istemiyoruz. Özde müttefik istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Bunları çay içerken övünelim diye yapmıyoruz ki”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Vakti saati geldiğinde biz Suriye’nin Başkanı ile de görüşme yoluna gidebiliriz.” sözünün oldukça açık olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, “Biz Suriye’de kan dökülmesini istemiyoruz. Maalesef 11 yıldır kan dökülüyor.” dedi.

Çavuşoğlu, Türkiye’nin YPG/PKK terör örgütüne yönelik terörle mücadelesini devam ettireceğinin altını çizerek “Biz bu kadar savunma sanayisi yatırımı yapıyoruz. Bu kadar askerimizi, polisimizi, jandarmamızı güçlendiriyoruz. Bunları çay içerken övünelim diye yapmıyoruz ki. Türkiye’ye yönelik tehditleri bertaraf etmek için.” değerlendirmesini yaptı.

Türkiye’nin Suriye’de YPG/PKK’ya karşı operasyonlarının, Suriye’nin sınır ve toprak bütünlüğünü destekleyici adımlar olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, “Suriye’de kalıcı bir istikrar için muhalefetle iktidarın bir anayasa ve bir yol haritası konusunda, seçim dahil, uzlaşması gerekiyor. Bununla ilgili BM Güvenlik Konseyi kararı var.” dedi.

Çavuşoğlu, Suriye’de anayasa konusunda uzlaşının sağlanıp ülkeyi seçime götürecek adımların atılması ve Suriye rejiminin de uzlaşı olmadan ülkede barış ve istikrar olmayacağını anlaması gerektiğini belirterek ılımlı muhalefetin yüksek müzakere heyetini ve kendi mekanizmalarını oluşturduğunu dile getirdi.

YPG/PKK’nın yanı sıra YPG/PKK’ya destek veren ülkelerin Suriye’yi bölmek istediğini kaydeden Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

“Ama Suriye’nin bölünmesi bizim de işimize yaramaz. Hele hele terör örgütleri tarafından Suriye’nin sınır, toprak bütünlüğünün bu şekilde zafiyete uğraması bizim de güvenlik bakımından aleyhimize. Bizim için ulusal güvenlik meseledir. Ama bu bütünlüğü sağlayabilmek için bu uzlaşının olması gerekiyor, biz bunu söylemeye çalışıyoruz. Böyle bir uzlaşı sürecinde de elbette Suriye rejimiyle de diyalogun olması lazım. İstihbarat düzeyinde de şu anda devam ediyor.

İşte (Suriye’deki Esed rejiminin Dışişleri Bakanı Faysal) Mikdad’la benim kısa bir görüşmem oldu, tamamen tesadüf oldu, ayaküstü oldu ama yarın, ileride burada ilerleme olduğu sürece bu bizim rolümüzün daha da katkı sağlayabilmesi için bu tür temaslar da olur. Şu anda böyle bir şey planlanmıyor ama Cumhurbaşkanı’mızın ‘vakti saati geldiğinde bu tür görüşmeler olabilir’ demesinin de sebebi budur.”

Rusya-Ukrayna Savaşı

Rusya-Ukrayna Savaşı’nın uzadıkça daha karmaşık bir hale geldiğini kaydeden Çavuşoğlu, Rus ve Ukrayna heyetlerinin mart ayında İstanbul’da bir araya gelmesinin ardından tarafların diplomasiden uzaklaştıklarını, sahada kazanım peşinde olduklarını ve sonrasında da dengelerin değiştiğini dile getirdi.

Rusya-Ukrayna arasındaki devam eden süreci ve “sahada üstünlük sağlama mücadelesini” anlatan Çavuşoğlu, bu mücadele sürdükçe çözümün de zorlaştığına vurgu yaptı.

Çavuşoğlu, İstanbul’da tarafların pozisyonlarının çözüm için birbirine en yaklaştığı nokta olduğunu belirterek “Müthiş bir fırsattı ancak bu fırsat kaçırıldı. Kaçırılması istendi. Özellikle üçüncü ülkeler tarafından da böyle bir müdahalenin olduğunu da görüyoruz.” dedi.

Şu anda tarafsızlık ve güvenlik garantilerinin Ukrayna tarafından konuşulmadığı bir noktaya geldiklerini kaydeden Çavuşoğlu, savaşın uzadıkça barışın daha da zorlaşacağını, kayıpların her iki tarafta da daha da artacağını ifade etti.

Çavuşoğlu, kışın gelmesiyle sahadaki şartların zorlaşacağını ve sofistike silahların kullanımının da artacağını belirterek “Maalesef bu diplomasiden uzaklaşmayı beraberinde getiriyor. Daha önce, iki lider olarak söylüyorum, bir araya gelme arzusundan da uzaklaşıldığını da gördük.” diye konuştu.

Bakan Çavuşoğlu, öte yandan özellikle Rusya’nın Ukrayna’nın Donetsk, Luhansk, Herson ve Zaporijya bölgelerini ilhak etmek için referandum yapması, Moskova’da attığı adımlar ve kısmi seferberlik ilan etmesi gibi adımlarının durumu daha da zorlaştırdığını vurguladı.

Türkiye’nin, Rusya ve Ukrayna tarafıyla aynı eşitlikte de görüşebilen tek ülke olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, “Biz Rusya’yla diyaloğu kesseydik, Batı’ya uysaydık, yaptırımlara katılsaydık tahıl anlaşmasını sağlayabilir miydik?” dedi.

Çavuşoğlu, Türkiye’nin iki taraf arasındaki dengeli tutumuna değinerek Türkiye’nin, Batı’yı “Rusya’yla diyaloğu kesmesi nedeniyle” eleştirdiğini dile getirdi.

Gelecekte bir ateşkes söz konusu olduğunda müzakereye gidilmesi gereken tarafların birinin de Rusya olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, savaşı sonlandırmak için sadece Ukrayna ile Rusya değil, Rusya ile Batı’nın da bir temasının olması gerektiğini belirtti.

Çavuşoğlu, Rusya-Ukrayna arasında bir an önce ateşkes sağlanmasının önemine işaret ederek Ukrayna için adil ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü sağlayacak bir barış olması gerektiğini ifade etti.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda (BMGK) oylamaya sunulacak “Rusya’nın, Ukrayna’nın doğusundaki yasa dışı referandumları ve ilhak kararını kınayan” karar tasarısının geçebileceğini kaydeden Çavuşoğlu, “Bu geçti. Peki ondan sonra ne olacak. Bırakın BMGK kararlarını, BM Güvenlik Konseyi kararlarını kim uyguluyor?” ifadesini kullandı.

“Savaştan sonra Paşinyan’a Ermenistan halkının destek vermesi aslında ‘Barış istiyoruz’ demektir”

Ermenistan ile ilgili bir soru üzerine bu konuya da değinen Çavuşoğlu, “Biz ilişkilerin normalleşmesi konusunda samimiyiz. Çünkü Güney Kafkasya’nın istikrarı hele hele şu süreçte hepimiz için elzemdir.” dedi.

Çavuşoğlu, Ermenistan’ın travmalar yaşadığını ve 30 yıldır işgal ettiği toprakları kendi topraklarıymış gibi kabullenen bir ülke olduğunu belirterek “Ancak bu savaş bitti. Savaştan sonra Paşinyan’a Ermenistan halkının destek vermesi aslında ‘Barış istiyoruz’ demektir ama barış istemeyenlerin sesi çok çıkıyor. Gerek Ermenistan’da gerekse Ermeni diasporası içinde barışı istemeyenlerin sesi çok çıkıyor. Dolayısıyla bu bir baskı oluşturuyor.” diye konuştu.

Bakan Çavuşoğlu, “Şunu Ermenistan’ın da anlaması lazım. Biz bunu da tavsiye ediyoruz. Burada kalıcı bir barış için adımlar atmak lazım. Son müzakerelerin daha önceki müzakerelere göre daha iyi geçtiğini görüyoruz.” ifadesini kullandı.

Karabağ Savaşı’nın Ermenistan’ın provokasyonları sonucu başladığına işaret eden Çavuşoğlu, Türkiye’nin Ermenistan’la normalleşmesinin, Ermenistan’la Azerbaycan arasındaki süreçten tam bağımsız olduğunu düşünmenin “aldatıcı” olabileceğini söyledi.

Çavuşoğlu, Azerbaycan ve Türkiye arasındaki iş birliğinin Ermenistan’ın aleyhine olmadığını belirterek “Bu iş birliğimiz aslında Ermenistan’ın aleyhine değil. Tam tersine bu barış anlaşmasını da Azerbaycan teklif etti. Azerbaycan da Ermenistan’la kalıcı bir barış ve tam normalleşme için son derece samimi. Azerbaycan’ın tek derdi vardı, işgal edilmiş topraklarını geri almak. Başka bir derdi yok.” dedi.

Öte yandan bölgede yer alan lojistik geçiş noktalarının açılmasının önemine işaret eden Çavuşoğlu, bu geçişlerin Ermenistan’ın da yararına olduğunu söyledi.

Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Avrupa Siyasi Topluluğu (AST) toplantısı için bulunduğu Çekya’nın başkenti Prag’da Ermenistan Başbakanı Paşinyan ile görüşmesinde tüm bunların dostane bir ortamda samimi yaklaşımla ele alındığını ancak Ermenistan üzerindeki baskıyı gördüklerini de ifade etti.

“(Libya’ya) Her alanda desteğimiz var bizim ama herkesin bir başka ajandası var”

Türkiye ile Libya arasında imzalanan ve hidrokarbonlar alanında karada ve denizde ikili bilimsel, teknik, teknolojik, hukuki, idari ve ticari iş birliğinin geliştirilmesini öngören mutabakat zaptı üzerine Yunanistan’ın rahatsızlığına ilişkin bir soruya Çavuşoğlu, “Bu sadece Yunanistan için değil, diğer ülkeler için geçerli. Biz, 2019’da deniz yetki alanları anlaşmasını imzaladığımızda da aynı şeyleri söylediler.” yanıtını verdi.

Çavuşoğlu, daha sonra Avrupa ülkelerinin de Libya ile anlaşmalar imzaladığına dikkati çekerek İspanya’nın 2021’de 8 mutabakat muhtırası, İtalya’nın 2021’de 2 mutabakat muhtırası imzaladığını belirtti.

Malta ve Nijer gibi birçok ülkenin yanı sıra Mısır’ın da Libya ile 2021’de toplam 25 anlaşma imzaladığını aktaran Çavuşoğlu, “‘(Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid) Dibeybe hükümetinin bir anlaşma imzalama yetkisi yok çünkü meşruiyeti yok.’ diyorlar değil mi? BM’ye kim davet ediliyor? Dibeybe davet ediliyor.” diye konuştu.

Çavuşoğlu, Libya Ulusal Birlik Hükümeti yetkililerinin uluslararası toplantılara davet edildiğine ve Arap Birliğine Libya’nın başkanlık ettiğine dikkati çekerek şunları kaydetti:

“Kendi çıkarınıza göre böyle açıklamalar yaparsanız, çifte standarda düşersiniz. Şimdi Avrupa Birliği (AB) de açıklamalar yapıyor. Mısır da yaptı. Meşruiyetle ilgili yaptı Mısır, bizim anlaşmaya karşı bir şey söylemedi. Peki, en son Eylül 2022’de aynı hükümet, Dibeybe hükümeti Malta ile bir AB üyesi ülkeyle elektrik ve yenilebilir enerji anlaşması imzaladı. Peki bu ülkelerden hiç ses çıktı mı? Mısır’a göre o zaman da meşru değildi bu hükümet. Tamam sen meşru görmüyorsun, bu senin görüşün ama Malta ile imzaladığı zaman hiç sesin çıkmıyor da niye Türkiye ile imzaladığı zaman sesin çıkıyor? AB de susuyor.”

Türkiye’nin bir anlaşma imzalarken kimseden icazet almayacağını belirten Çavuşoğlu, Türkiye’nin tek gayesinin Libya’nın birliği, beraberliği ve istikrarı olduğunu vurguladı.

Çavuşoğlu, “(Libya’ya) Her alanda desteğimiz var bizim ama herkesin bir başka ajandası var.” dedi.

Türkiye’nin her zaman meşru yönetim kimse ondan yana olduğunu belirten Çavuşoğlu, “Mesela Fethi Başağa. Bizim canımız ciğerimiz. Trablus’un korunması konusunda da bizimle en yakın iş birliği içinde olan Fethi Başağa’ydı. Ama biz Fethi Başağa’ya da söyledik, yenisi gelinceye kadar, şu anki meşru yönetim bize göre Dibeybe. Seversin, sevmezsin ayrı bir şey.” diye konuştu.

“Türkiye muktedirdir. Gücümüz var”

Çavuşoğlu, Yunanistan’ın kışkırtmaları hatırlatılarak “Savaş açar mıyız Yunanistan’a?” şeklinde yöneltilen soruya, “Yunanistan, o, bu fark etmez. Cumhurbaşkanımız o gün Prag’da basın toplantısında ne dedi? Türkiye’ye tehdit oluşturan, Türkiye’ye saldıran kim olursa olsun ister ülke ister terör örgütü… Hiç fark etmez. Ona karşı ne gerekiyorsa onu yaparız. Bunu bertaraf etmek için gücümüz de var. Türkiye muktedirdir. Gücümüz var.” yanıtını verdi.

Türkiye’nin tutumunun net olduğunu ve Türkiye’yi kimsenin hafife almaması gerektiğini ifade eden Çavuşoğlu, “Ulusal güvenlik için ve devletimizin milletimizin bekası için bunu yapmak zorunda kaldığımız zaman tereddütsüz yaparız.” diye konuştu.

Çavuşoğlu, Türkiye’nin “savaş istiyoruz” demediğini, Yunanistan’ın egemenliğine göz dikmediğini vurgulayarak Yunanistan’ın, barış için imzalanan Lozan ve Paris barış anlaşmalarını ihlal ederek “Barış istemiyorum, çatışma istiyorum” mesajı verdiğini belirtti.

Büyükelçilik görevlerinin tebliğ edilmesine de değinen Çavuşoğlu, Dışişleri Bakanlığında objektif olarak “kişiye göre görev değil de, göreve göre uygun” görevlendirme yaptıklarını vurguladı.

Çavuşoğlu, geçen hafta Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi olarak görevi tebliğ edilen Metin Feyzioğlu’nun başarılı olacağını düşündüğünü de sözlerine ekledi.

HENÜZ YORUM YOK