Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Taşkent katliamının 48. yıl dönümü dolayısıyla yayımladığı mesajda; “Kıbrıs Türk halkının özgürlük, bağımsızlık ve egemenlik için direnmeye devam edeceğini” belirtti.
Cumhurbaşkanı Tatar’ın mesajı şöyle:
“Anavatan Türkiye’nin gerçekleştirdiği 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı’nın ikinci aşaması 14 Ağustos 1974 günü başlarken savunmasız durumda bulunan Türk köylerine yönelik büyük saldırılar yapılıyordu.
Rum askerleri ve EOKA terör örgütü mensupları tarafından yapılan bu saldırılarda insanlarımız vahşice katledilirken, esir alınıp götürülenler de katliamdan geçiriliyordu. Taşkent, Terazi ve Tatlısu köylerinden esir alınan toplamda 84 vatandaşımız, Rum askerleri ve EOKA mensupları tarafından vahşice katledildikten sonra, katliam çukuruna gömülmüşlerdi. Tek suçları ise, Türk olmaktı.
Bugün bu katliamın 48. yıl dönümündeyiz. Aradan 48 yıl geçmesine rağmen bu katliamda şehit düşenlerin ailelerinin ve yakınlarının acıları ve gözyaşları dinmiş değildir. Bizlere düşen ana görev ise, aziz şehitlerimizi unutturmamak, emanetlerini ayaklar altında çiğnetmemek, devletimize, özgürlüğümüze, egemenliğimize sahip çıkmak, Anavatan Türkiye’ye daha sıkı sarılmaktır. Bir diğer görevimiz de, geçmişte yaşananları yetişen yeni nesillere aktarmak ve unutturmamak olmalıdır.
Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs’a sahip çıkma, Kıbrıs’ı bir Helen adası yapma girişimleri Kıbrıs’ın İngiltere’ye kiralandığı 1878 yılında başlamış olup, halen değişik stratejiler ve yöntemlerle devam etmektedir. Kıbrıs Türk halkına yönelik ilk toplu saldırılar 1912 yılında başlarken, 1955 yılında EOKA terör örgütünün kurulmasıyla birlikte bu saldırılar yoğunlaşmış, yüzlerce vatandaşımız şehit edilmişti. Türk Mukavemet Teşkilatı öncülüğünde yürütülen mücadele sonrasında da halkımız, 1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin eşit kurucu ortağı olmuştu.
Kıbrıs Cumhuriyeti’ni ‘Enosis’e bir sıçrama tahtası’ olarak niteleyen Rum liderliği, Kıbrıs Türk halkını yok etmek amacıyla 21 Aralık 1963 tarihinde Kanlı Noel saldırılarını başlatırken, hedefleri yine Kıbrıs’ı bir Helen adası yapmaktı. Bu saldırılarda insanlarımız katledildi, 103 köyümüz göç etmek zorunda bırakıldı. Halkımız yıllarca adanın yüzde üçüne tekabül eden gettolarda kuşatma altında yaşadı. Ama Anavatan Türkiye’nin yardım ve desteğiyle Rum’a boyun eğmedi, Rum’un esiri olmadı.
Anavatan Türkiye’nin 20 Temmuz 1974 sabahı başlattığı Barış Harekatı ile özgürlüğüne kavuştu. Bugün kendi devletimizin çatısı altında, kendi vatanımızda özgür ve egemen olarak yaşıyorsak bunu halkımızın destansı direnişine, aziz şehitlerimize ve Anavatan Türkiye’ye borçluyuz. Aziz şehitlerimizden aldığımız güç ve ilhamla mücadelemize devam ederken, halkımızın varlığını, özgürlüğünü ve egemenliğini yok etmeyi hedefleyen dayatma çözümleri asla kabul etmeyeceğiz.
Anavatan Türkiye’nin garantörlüğü ile Türk askerinden vazgeçmeyeceğiz. 1974 öncesine dönmeyeceğiz. Belirlenen yeni siyaset yolunda Anavatan Türkiye ile birlikte yürümeye devam edeceğiz. Bu yeni siyaset, egemen eşit iki ayrı devletin varlığına dayalı çözümü içeren siyasettir. Bu siyasetimizden de geri adım atacak değiliz. Özgürlük ve hak yolunda direndik, direnmeye devam edeceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anarken, gazilerimizi saygıyla selamlıyorum.”