Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, “Kıbrıs Türk halkına özgürlük getirmek için canını dişine takan Anavatan Türkiye’nin, ‘işgalci’ olarak nitelendirilmesini esefle kınıyorum.” dedi.
Töre, Barış Harekâtı’nın ikinci aşamasının 48. yıl dönümü nedeniyle mesaj yayımladı.
Töre, Cumhuriyet Meclisi Basın Bürosu aracılığıyla yayınladığı mesajda, Kıbrıs Türk halkının var oluş mücadelesinde her zaman yanında duran Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünden ve Türk ordusunun Ada’daki varlığından asla vazgeçilmeyeceğini vurguladı.
Töre mesajında şunlara yer verdi:
“20 Temmuz Mutlu Barış Harekatı’nın hemen ardından 24 Temmuz 1974’te başlayan Cenevre Konferansı’nın sonucunda üç dışişleri bakanı tarafından imzalanan anlaşmaya mutabık kalmayarak işgal ettikleri ve kuşattıkları Türk köylerinde soykırıma devam eden Rum-Yunan ikilisi sayesinde Anavatan Türkiye tarafından ikinci harekâtın yapılmasına karar verilmiştir.
Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri, Atilla Harekâtı’nı başlatarak Lefke-Mağusa hattına ulaşmayı hedeflemiş ve üç günde bu hedefe başarıyla ulaşmışlardır.
Muratağa, Sandallar, Atlılar ve Taşkent köylerinde karşılaşılan manzaralar Rum-Yunan ikilisinin barbarlığını ve içindeki Türk nefretini en açık biçimde göstermektedir. Kundaktaki bebekten, gencinden, yaşlısına kadar yüzlerce soydaşımız burada katledilmiştir.
Yaşanan bu vahşet, Barış Harekâtı’nın gerekliliğini bir kez daha ortaya koymuştur. Şayet Barış Harekâtı gerçekleşmemiş olsaydı, bu katliamların ardı ardına geleceği de kaçınılmaz acı bir gerçekti.
Birleşmiş Milletler’in, yani dünyanın gözü önünde gerçekleşen soykırımın izahı yoktur. Adada tarihsel süreçte yaşanan birçok hadisede olduğu gibi bu acı olayda da BM Barış Gücünün misyonu sorgulanmıştır.
Kıbrıs Türk halkına özgürlük getirmek için canını dişine takan Anavatan Türkiye’nin, ‘işgalci’ olarak nitelendirilmesini esefle kınıyorum. İşgalci olarak nitelendirilmesi gereken biri varsa, o da Kıbrıs Cumhuriyeti’ni işgal eden Rum-Yunan ikilisidir.
Kıbrıs Türk halkının var oluş mücadelesinde her zaman yanında duran Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünden ve Türk ordusunun adadaki varlığından asla vazgeçmeyeceğimizi belirtmek isterim.
İkinci Barış Harekâtı’nın başlangıcı olan 14 Ağustos’un ve bugün özgürce üzerinde yaşadığımız topraklarımızın zulümden kurtarılışının 48. yıl dönümü vesilesiyle tüm şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyorum.”