Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, basının, kendi kendini denetleyecek bir bütünlük ve güçte olma doğrultusunda yürümesinin elzem olduğunu belirtti.
Tatar, “Fikir özgürlüğü kisvesi altında, nefret söylemine varacak şekilde herhangi bir şahsa, kuruma ve/veya düşünceye yönelik onur kırıcı, küçük düşürücü bir üslupla ve hasmane bir tutumla saldırılması, bu bağlamda asla kabul edilebilecek bir yaklaşım olamaz. Böylesi bir yaklaşım ne yazık ki demokratik değerlere ve insan haklarına bağlı nesnel, tarafsız ve pozitif bir dil kullanılan siyasi iklimin yaratılması çabasını beyhude bir uğraşa dönüştürecektir” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar, 11 Temmuz Basın Günü açıklamasında, demokrasinin, çok sesliliğin ve her türlü düşüncenin gelişimine katkı koyan medyanın halkı aydınlatırken; tarafsız, doğru habercilik ve basın etik ilkelerini rehber edinmesinin büyük öneme sahip olduğunu belirtti.
Tatar, “Kıbrıs’ta, bir Kıbrıslı Türk tarafından çıkarılan ilk Türkçe gazete Saded’in 1889 yılında yayımlanmaya başlandığı tarih olan 11 Temmuz, ülkemizde ‘Basın Günü’ olarak kutlanmaktadır. Aradan geçen 133 yıllık zaman diliminde Kıbrıs Türk basını, köklü bir tarihe, güçlü bir geleneğe ulaşmış; Kıbrıs Türkü’nün toplumsal ve siyasi tüm evrelerinde her daim ‘milli değerler’ ve ‘ortak akıldan’ yana sağduyulu bir tutum sergileme erdemini göstermiştir” dedi
Cumhurbaşkanı şöyle devam etti: “Gerek İngiliz Sömürge Yönetimi’nde gerekse faşist EOKA örgütünün Kıbrıs Türkü’ne yaşattığı en karanlık günlerde milli şuurun gelişmesinde, halkın dayanışma gücünün doruğa ulaşmasında son derece hayati bir rol oynayan Kıbrıs Türk basını, Kıbrıs Türkü’nün bu topraklarda kök salmasına vesile olarak halkımızın ortak doğrultuda yürümesinin de teminatı olmuştur.
Günümüzde demokratik, adil ve sürdürülebilir devlet yönetiminin rehberi olarak kabul edilen ‘güçler ayrılığı’ ilkesinin 3 ayağını oluşturan yasama, yürütme ve yargının yanında 4’üncü güç olarak medya görülmektedir. Dijitalleşmeyle birlikte etkinliği çok daha fazla artan ve yeni medya olarak anılan mecralar bakımından da medyanın gücünün ayrı bir önemi vardır.
Demokrasinin, çok sesliliğin ve her türlü düşüncenin gelişimine katkı koyan medyanın halkı aydınlatırken; tarafsız, doğru habercilik ve basın etik ilkelerini rehber edinmesi büyük öneme sahiptir.
Fikir özgürlüğü kisvesi altında, nefret söylemine varacak şekilde herhangi bir şahsa, kuruma ve/veya düşünceye yönelik onur kırıcı, küçük düşürücü bir üslupla ve hasmane bir tutumla saldırılması, bu bağlamda asla kabul edilebilecek bir yaklaşım olamaz.
Böylesi bir yaklaşım ne yazık ki demokratik değerlere ve insan haklarına bağlı nesnel, tarafsız ve pozitif bir dil kullanılan siyasi iklimin yaratılması çabasını beyhude bir uğraşa dönüştürecektir. Bu vesileyle basının, kendi kendini denetleyecek bir bütünlükte ve güçte olması doğrultusunda yürünmesi elzem bir yol bulunduğunu vurgulamakta fayda görüyorum.
Halkımızın sesini, haklı mücadelemizi tüm dünyaya duyururken aynı zamanda, halkımızın doğru habere ulaşmasını sağlayan, bugün çok güçlü bir kurumsal yapıya ulaşan Kıbrıs Türk basınına katkı sağlayan her bir değerli bireyin 11 Temmuz Basın Günü’nü en içten duygularımla kutlar, saygılarımı sunarım.”