Üstel: KKTC ile Türkiye arasında tarihten gelen derin ve kopmaz bağlar var

0
156

Başbakan Ünal Üstel, yaptığı yazılı açıklamada, KKTC ile Türkiye arasında imzalanan İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması ve bu çerçevede yapılan eleştirileri değerlendirdi…

Üstel, KKTC ile Türkiye Cumhuriyeti arasında tarihten gelen derin ve kopmaz bağlar bulunduğunu anımsatarak, Türkiye’nin her zaman olduğu gibi Kıbrıs Türk Halkının yanında olduğuna işaret etti…

Türkiye Cumhuriyeti ile imzalanan İktisadi ve Mali İşbirliği anlaşmasının KKTC’deki yapısal sorunların çözümü, sürdürülebilir bir ekonomik yapı oluşturulması ile halkın refah ve mutluluğunun korunmasını hedeflediğini belirten Üstel, “İmzalanan bu anlaşma ve hükümet programımız birbirini tamamlayacak şekilde olup, ekonomik olarak öngörülebilir bir ülke yaratılmasını hedeflemektedir” dedi…

“Hükümet olarak bizim için esas olan Kıbrıs Türk halkının yaşam standartlarını yükseltmek, ekonomik refahını koruyup geliştirmektir. Bunun için çalışmaya kararlılıyız” vurgusu yapan Üstel, hükümetin, Dünyada yaşanan gelişmeler sonrasında her geçen gün biraz daha fazla hissedilen ekonomik krizin Kıbrıs Türk halkını etkilememesi için bu zor dönemde sorumluluk aldığına ve uğraş verdiklerine işaret etti…

Üstel, “Günümüz koşullarında ülkede birlik ve beraberliğin önemine sürekli vurgu yapan bir siyasetçi olarak, muhalefeti daha sorumlu davranmaya ve birlikte hareket etmeye davet etmiştim. Ama üzülerek görüyorum ki muhalefet sorumlu davranmak yerine suni gündemler yaratma peşinde koşmaya, gerçekleri saptırmaya çalışıyor. KKTC ile Türkiye arasındaki işbirliği ve dayanışmayı hedef alıyor” dedi…

Kıbrıs Türkü ve Türkiye’nin birbirinden kopmayacak güçlü bağlar ile bağlı olduğuna işaret eden Başbakan Ünal Üstel, Kıbrıs mill davasının devam ettiğini, Kıbrıs Türk halkının uluslararası hukuk sistemi içerisinde sürüdürülebilir bir ekonomi ve egemen yapısı ile yer alması için Türkiye ile birlikte ortak bir mücadele verildiğini söyledi…

Başbakan, Kıbrıs Türk halkı ve Türkiye’nin tarihin her döneminde Türkiye birlikte hareket ettiğini anımsatarak şöyle devam etti:
“Bu uzun soluklu mücadelede tarihsel süreçler içerisinde kimi zaman taktik icabı söylenen bir iki sözü cımbızla alarak, Türkiye’nin Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesine verdiği katıksız desteği inkar etmeye çalışmak kabul edilemez. Tarihsel süreç içerisinde Kıbrıslı Türk Liderlerin Türkiye ile birlikte verdikleri mücadeleyi kimse yok sayamaz. Tarihi gerçekleri saptıramaz. Kıbrıs’ta Türk varlığının devamı için verilen varoluş mücadelesi ortak bir mücadeledir. Ulusal bir davadır. Gelinen noktada Kıbrıs Türk halkını kimse varoluş mücadelesini birlikte verdiği Türkiye ile karşı karşıya getirmeye kalkmasın. Tarihi gerçekleri saptırmasın. Kendilerine pranga vuran ideolojileri belli ki gerçekleri görmelerine engel olmaktadır.
Çok değil daha birkaç gün önce Ankara’da en üst düzeyde resmi temaslarda bulundum. Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Kıbrıs Türk halkının refah ve mutluğunun artırılması, KKTC devletinin güçlendirilmesi ve sürdürülebilir, öngörülebilir bir ekonomik yapıya kavuşturulması dışında bir niyet taşımıyorlar. Tek bir gayeleri var o da Kıbrıs Türk halkının güvenli ve huzurlu bir şekilde refah içinde yaşamasıdır. Cumhurbaşkan Yardımcısı Sayın Fuat Oktay ile yaptığımız görüşmelerde, ülkemizi geliştirecek adımların atılması dışında başka bir niyetleri olmadığını gördüm. Bize ülkemizdeki sorunları çözmemiz konusunda her konuda destek vermeye hazırdırlar. Bunun için de bize tam imkanları ile destek veriyorlar.
Hal böyle iken Meclis kürsüsünden Sayın Oktay’ın hedef alınması, tarihi gerçekleri saptırarak Türkiye’nin Kıbrıs’taki varoluş mücadelemize verdiği desteği yok sayma çabası gerçekten üzücüdür. Bunu esefle kınıyorum. Kıbrıs Türkü ve Türkiye bir bütünün ayrılmaz parçalarıdır. “Kıbrıs Türkü olmasa Türkiye burada olamazdı” demek yıllardır birlikte yürütülen ulusal davayı yok saymaktır. Kıbrıs Türkünün adadaki varlığı önemlidir verilen mücadelenin olmazsa olmazıdır. Ama ayni oranda bu varlığın burada korunmasında Türkiye’nin her dönemde verdiği destek de bir o kadar kıymetlidir. Bu dava yıllardır bir birine kopmaz bağlarla bağlı Kıbrıs Türkü ile Türkiye tarafından birlikte yürütülüyor ve yürütülmeye devam edecek. Bu davaya inanmamış, ideolojik takıntılarını aşamamış anlayışların Kıbrıs Türk halkı ile Türkiye’nin arasını açma ya da tarihi gerçekleri değiştirme çabası boşunadır.

Kıbrıs’ta Türk varlığının adada varlığının korunması ve devamının sağlanması büyük bir ulusal dayanışma ve mücadelenin sonucudur. Bu mücadele bugün de KKTC’nin ekonomik olarak güçlendirilmesi ve kendi ayakları üzerinde durmasının sağlanması, öte yandan egemen güçlü bir devlet olarak dünyada hak ettiği yerini alması için birlikte verilmeye devam ediyor. Bu davaya inanmayanlar gölge etmeye kalkmasınlar. Herkes daha sorumlu hareket etmeye bir kez daha davet ediyorum”…

 

HENÜZ YORUM YOK