Dışişleri Bakanlığı, Rum Başpiskoposun Paskalya nedeni ile yaptığı ve Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesinin geçmişten bugüne Kıbrıs Türk Halkı ve Türkiye’ye yönelik nefretini yansıtan açıklamasını kınadı..
Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada Rum Başpiskoposun, Kıbrıs Adası’ndaki durumu Rusya’nın Ukrayna’ya gerçekleştirdiği saldırı ile ilişkilendirmeye çalışmasının, Rum tarafının tarihte iz bıraktığı kara lekeyi saklamaktan ibaret olduğuna dikkat çekildi.
Açıklamada, “Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposluğu, Kıbrıs Türk Halkının yıllarca yaşadığı mezalimin baş sorumlularındandır. Geçmişte ve bugün Rum siyasi elitlerini etkileme gücünü kullanan Başpiskoposluğun, 1963 ile 1974 yılları arasında Kıbrıs Türk halkını Adanın yüzde üçünden oluşan gettoların içinde ölüm tehdidi ve soykırım tehlikesi altında yaşamaya mahkum bıraktığı da hafızalarımızdadır” ifadelerine yer verildi.
Rum Başpiskopos’un, Enosis saplantısıyla yapılanları bir utanç kaynağı olarak görmediği gibi, Adayı bir Helen adası olarak gördüğünü de saklamadığı belirtilen açıklamada, Enosis’in bayraktarlığını yapmış bir kurumun Kıbrıs Türklerini azınlık sayarak Adanın bir Helen Adası olduğunu açıkça ifade etmesinin şaşırtıcı olmadığı kaydedildi.
Dışişleri açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Yunanistan’ın gerçekleştirdiği darbeyi ve deklare edilen Enosisi müteakip Türkiye, 1974 yılında adaya müdahale etmemiş olsaydı, adayı Yunanistan’a bağlama hayali ile adada tek bir Kıbrıs Türkü kalmayana kadar soykırıma devam edilecekti. 1960 Garanti anlaşmasından kaynaklanan haklar ve Kıbrıs Türk halkının çağrıları neticesinde gerçekleşen 1974 Mutlu Barış Harekatının, hukuki ve ahlaki açıdan Ukrayna’daki durum ile bir benzerliği bulunmamaktadır.. Bugün Adada iki ayrı Devlet içinde yan yana yaşayan iki Halk bulunmaktadır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, kapalı Maraş dahil, kendi egemenliği altında bulunan toprakların geleceği ile ilgili söz söyleme hakkına sahip olan tek Devlettir. Adadaki iki tarafı ileriye götürecek tek yol, iyi komşuluk ilişkileri temelinde Adadaki iki Devletin işbirliği yapmasından geçmektedir”