Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BBN Türk’e yaptığı açıklamada, “Doğu Akdeniz’deki zenginlikler, ortak zenginliktir. Hakkımızı sonuna kadar korumak zorundayız” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar dün akşam, BBN Türk’te yayınlanan “Ceviz Kabuğu” adlı programa katılarak, gündeme dair açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Tatar, ekonominin halkın refahını koruyabilmek için güçlü kılınmasının önemine işaret ederek pandemi dolayısıyla yaşanan sıkıntılar olduğunu ancak sağlık alanındaki çalışmalarla sağlık sistemine yönelik bir özgüven oluştuğunu belirtti ve “Pandemi dolayısıyla büyük bir sınav verdik, sınavın neticesini inşallah göreceğiz” dedi.
“ÜLKE, BİR CAZİBE MERKEZİ OLMAYA DOĞRU GİDİYOR”
Özellikle Türkiye’den çok sayıda profesör ve doktorun adaya geldiğini, İngiltere’den de sağlık sisteminde oluşan algı dolayısıyla pek çok kişinin tekrardan yerleşmek üzere ülkeye dönmekte olduğunu belirten Tatar, eğitim, turizm, sağlık ve inşaat sektöründe olumlu gelişmelerle ülkenin bir cazibe merkezi olmaya doğru gittiğini dile getirdi.
Doğu Akdeniz’deki zenginlikleri Rum tarafının tek başına kendi lehine çevirmesine izin vermeyeceklerini belirten Tatar, “Tüm bunlar ortak zenginliktir. Hakkımızı sonuna kadar korumak zorundayız. Bu zenginlikler adil bir şekilde paylaşılabilirse hem KKTC, hem Türkiye Cumhuriyeti büyük bir ekonomik fayda sağlayacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye üzerinden Avrupa piyasasına Doğu Akdeniz’deki zenginliklerin aktarılmasının en doğru ve en mantıklı yol olduğunu da kaydetti.
“BUNDAN SONRA İÇ İÇE YAŞAMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR”
Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ta iki ayrı halk olduğunu ve bunun kökleştiğini belirterek, “Bundan sonra iç içe yaşamak veya birleşmek mümkün değildir” dedi. Türk-Yunan dengesinin sürdürülmesinin önemine dikkat çeken Tatar, “Kıbrıs’ın AB’ye alınması, Türkiye aleyhine teraziyi tartmaktı” diyerek, Annan Planı’na Rum tarafının hayır demesine rağmen tek taraflı AB’ye üye yapılmasının büyük bir hukuksuzluk olduğunu ifade etti. Tatar, “Kıbrıs’ta iki ayrı egemen devletin egemen eşitlik temelinde bir antlaşmaya varmasıyla ancak bir uzlaşı olabileceği yönündeki yeni siyasetimiz vardır. Aksi halde yıllardır denenen ancak bir sonuç alınamayan federal çerçevede bir antlaşma, çoğunluğun azınlığı yöneteceği ve Türkiye Cumhuriyeti’nin de AB’de olmadığı için zaman içinde adadan çekilmesini içeriyor. Tüm bunlar müzakere tutanaklarında vardır” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’NİN ADADAKİ VARLIĞININ VE GARANTÖRLÜĞÜNÜN DEVAMI, CAYDIRICI GÜÇ OLARAK DEVAM ETMESİ ÖNEMLİ”
Rum tarafının Enosis zihniyetinin sürdüğünü, Kıbrıs’ı bir Helen Adası yapma hayali içinde olduğunu ve uzlaşı anlayışının, Türkiye’nin askerinin adadan çekilmesi anlamına geldiğini belirten Tatar, “Böyle bir oyuna asla gelmeyeceğiz” dedi. Tatar, Türkiye’nin adadaki varlığının ve garantörlüğünün, caydırıcı güç olarak devam etmesinin önemine de vurgu yaptı.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs davasının Türkiye ile müşterek sürdürülen bir dava ve “namus” konusu olduğunu belirterek, Türkiye Cumhuriyeti ile tam uyum içinde yeni siyasetin yürütülmesinden ve karşılıklı ilişkilerin pekişmesinden dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Bir soru üzerine Tatar, Azerbaycan başta olmak üzere diğer Türki cumhuriyetler ile ilişkilere değinerek KKTC’deki üniversitelerde başta Azerbaycan olmak üzere Türki cumhuriyetlerden gelen pek çok öğretim görevlisi ve öğrencinin yer aldığını, Azerbaycan halkı ile Kıbrıs Türk halkı arasında karşılıklı olarak yakınlaşmaların olduğunu söyledi. Tatar, diğer ülkelerin de Kıbrıs konusunda Türkiye Cumhuriyeti gibi cesur davranmaları durumunda kaybedecek bir şeylerinin olmayacağını belirtti.
Bir başka soru üzerine Tatar, Brexit sonrası İngiltere ile ilişkilere değinerek İngiltere’nin Kıbrıs meselesini iyi bilen bir ülke olduğunu ve Kıbrıs Türk halkına sempati duyduğunu ancak Gümrük
Birliği Antlaşması ve adada yer alan İngiliz üsleri dolayısıyla direkt uçuş gibi konularda elinin bağlandığını belirtti. Ticaret konusunda ise zaman içerisinde İngiltere’nin Kıbrıs Türklerine bazı kolaylıklar göstereceğini düşündüğünü belirten Tatar, İngiltere’nin koşullara rağmen Kıbrıs Türk halkına yakın bir ülke olduğunu kaydetti.
“KKTC’NİN EKONOMİK VE ALTYAPI OLARAK GÜÇLENMESİ, KURUCU CUMHURBAŞKANI DENKTAŞ’IN VE DR. FAZIL KÜÇÜK’ÜN HAYALİYDİ”
Cumhurbaşkanı Tatar, bağımsız ve hür bir devlet olan KKTC’nin ekonomik ve altyapı olarak güçlenmesinin öneminin altını çizerek; “Bu, Rauf Raif Denktaş’ın ve Dr. Fazıl Küçük’ün hayaliydi. Ben bu hayali temsil ediyorum” dedi. Türkiye Cumhuriyeti’nin “yan yana yaşayan iki ayrı egemen devlet” siyasetinin arkasında olduğunu belirten Tatar, yeni siyasetin büyük çoğunluğun desteklediği gibi zamanla tüm çevrelerce kabul göreceğine inanç belirtti.
Türkiye Cumhuriyeti’nin adadaki söz hakkının önemini vurgulayan Tatar, Kıbrıs Türk halkının güvenlik içerisinde varlığını sürdürmesi açısından Türkiye’nin desteğinin ve katkılarının devamının öneminin altını çizdi.
Başka bir soruya karşılık Cumhurbaşkanı Tatar, Maraş açılımının KKTC ekonomisine, turizmine ve siyasetine ivme kazandıracağını kaydederek, açılmasının ardından Maraş’ın pandemiye rağmen çok sayıda insan tarafından ziyaret edildiğini de sözlerine ekledi.