Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası (Tıp-İş), sağlık örgütlerinin sağlık alanındaki sorunlara yönelik çözüm önerilerine kulak tıkayıp kendi gündemi ile meşgul olduğunu savunduğu idarenin duyarsızlığı yüzünden Pazartesi gününden itibaren eylem kararı aldığını duyurdu.
Tıp-İş Başkanı Mustafa Taşçıoğlu, Pazartesi gününden itibaren acil sevk, tetkik, teşhis ve tedavi kurulları dışındaki kurulların durdurulduğunu; taleplere yönelik olumlu adımlar atılmadığı takdirde 3 Ocak’tan itibaren sendikal eylemlerin artarak devam edeceğini açıkladı.
Yazılı açıklama yapan Taşçıoğlu, “acil servislerde ve Acil Durum Hastanesi’nde ihtiyaç duyulan hekim istihdamları yapılana; ek mesai ödemeleri tamamlanana; acil servislerde çalışan doktorların vardiya –rotasyon ödemeleri yapılana; 8 Kasım’da toplanıp karar üretmesi gerekirken bakanın ertelediği teknik kurul toplanıp karar üretene; nöbet tutan doktorların yemek hakkı verilene; temaslı olduğu halde sağlık çalışanlarının zorla çalışmaya zorlanması uygulamasına son verilene; keyfi (siyasi) görevlendirmelerle uzman hekimlerim bakanın seçim bölgesindeki sağlık merkezinde mesai saatleri sonrası uzmanlık alanları dışında tıbbi hataya açık şekilde hasta bakmaya zorlanması uygulamasına son verilene kadar eylemlerinin süreceğini” kaydetti.
Covid 19 pandemi hizmetleri ve diğer sağlık hizmetlerinin, ilaç, ekipman, teçhizat, personel ve ödenek eksikliğine rağmen sağlık çalışanlarının çok büyük özverisiyle verilmeye devam ettiğine dikkat çeken Taşçıoğlu, açıklamasında şunları kaydetti:
“Tüm dünyada sağlık çalışanlarının ödenekleri artırılırken ülkemizde sağlık çalışanlarının ek mesai ödemeleri ile acil serviste çalışan hekimlerin vardiya rotasyon ödemeleri uzunca bir süreden beri yapılmamış olması bir yana, 24 saat nöbet tutan hekimlere verilmekte olan yemek hakkı nedeni izah edilemez bir şekilde ortadan kaldırılmıştır. Acil servislerde hekim eksikliği nedeniyle çok yoğun çalıştırılan hekimler tükenme noktasına gelmiş, gerek acil serviste gerekse de Acil Durum Hastanesi’nde yasaya aykırı zorla 36 saat aralıksız çalıştırılıp hak ettikleri izinler dahi verilmemiştir. Bütün bu olumsuzlukların ve eksikliklerin üstüne, sağlık çalışanları; temaslı oldukları zaman, izole edilecekleri yerde bulaş artışı ve salgının yayılma riskine rağmen baskı ile çalıştırılmaya zorlanmaktadırlar. Yine, bakanın keyfi görevlendirmeleri ile donanımı eksik sağlık merkezlerinde uzmanlık alanları dışında tıbbi hataya açık olarak baskı ile çalışmaya zorlanan meslektaşlarımız vardır. Sendikamız; yukarıda saydığımız sağlık hizmeti sunumunu olumsuz etkileyen, toplum sağlığını tehdit eden, meslek onurunu zedeleyip ayaklar altına alan uygulamalardan ötürü sorumluluğun Sağlık Bakanı’nda olduğunu kendisine hatırlatır, uyarılarımızı dikkate almadığı takdirde doğacak olası her türlü hatadan ve/veya gelişebilecek istenmeyen olaylardan Sağlık Bakanı’nın direkt sorumlu olduğunu kamu önünde bildiririz.”